Bazen: "Kadın olmak zor olsa gerek!" diye düşünüyorum. Kadın, ilginç bir şekilde ve her hâliyle dikkat çeken bir varlık. Nasıl davranırsa- davransın ilgi odağı olmaktan kurtulamayacak bir yapıda yaratılmış veya bana öyle geliyor. Söylemek istediğim, sadece yalın cinsellik anlamında değil, aynı zamanda kadının estetik ve duruş/ hal anlamında, ilgi merkezi olmasının neredeyse kaçınılmaz oluşu ve ne yazık ki bu çekiciliğin çoğunlukla yalın cinsellikle karıştırılması.
Bu açıdan, günümüzde kadın olmanın gerçekten ağır bir yük olduğunu ve stres yönetimine dönüştüğü fikrindeyim. Nerede olursa-olsun bir kadının kadın olduğunu unutabileceğimize inanmıyorum. Ama aklımıza öncelikle gelmesi gereken şeyler, karşımızdaki kişinin aynı zamanda iyi bir takım oyuncusu, farklı bir bakış açısına sahip birisi olduğu ya da buna benzer şeyler olmalıyken, neden bu konuda sıklıkla başarısız oluyoruz?
Kadının erkeklerce en zor anlaşılan yanı şudur: Onun çekiciliği, seçeneklerini çoğaltmak ve hayatını ve çocuklarını paylaşmak için en iyiyi seçmek konusunda avantajlı olmak içindir. Peki bu ne demektir? Bunun neresi sorundur?
Burada sorun olan erkeklerin algısıdır. Kadının çekici olması ve ilham verici konumu, onu tensel haz nesnesi olabilecek bir araç yapmaz. Yani bence duruşuyla aslında "güzelliğim ve doğurganlığımla uzun soluklu, belki sonsuza kadar sürecek olan bir ilişkimiz olabilir" derken, bu mesajın "benimle hoşça vakit geçirebilirsin" gibi anlaşılması söz konusu. Ne yazık ki, medyada kadına böyle bir rol giydirilmiş ve kadınların tensel anlamda çekici olma yanları öne çıkarılmıştır. Fakat görüntüsünün aksine ve aslında aradığı şeyin sadece tensel iletişim veya anlamsız bir tensel iletişim süreci olmadığı kitlelere unutturulmuştur. Bazı kadınların medyanın onlara biçtiği bu "rolü" kabul ediyor görünmeleri de, bütün kadınları zor bir sürece sokmuştur. Kadının yanlış anlamda kullanıldığı "tasarımlar" ölçü olmayabiliyor. Yani moda olduğu için “çekici” giyinmiş ya da elbiselerini tasarlayanların ana fikrini farkında olmayan bir çok kadının aradığı, aslında genellikle güven verici bir sohbet ya da saygın bir yakınlıktır. Fakat erkekler, moda tasarımcılarının, modanın ve trendin kadınlarla aralarına koymuş olduğu bulanık imajı aşıp arkadaki beklentiyi görmekte zorlanıyorlar.
Medyanın ve reklamcıların yüklediği anlamda değil, kadına onun ötesinde bakmak gerekir diye düşünüyorum. Bir kadına bakış açımız kendimize has olmalıdır. Kadınlar, “kışkırtılmış” erkekliğin duygularını tatmin etmek için yaratılmamışlardır. Aslında erkekler de, “acıkıp acıkıp” tatmin olmak için yaratılmamışlardır. Fakat, nedense bugün böyle bir eğilim ortaya çıkmıştır. Çünkü reklam sektörünün, medyanın “sık sık acıkan erkeklere” ihtiyacı vardır. Çünkü cinsellik, bunaltıcı kent yaşamında, fazla emek gerektirmeden alınabildiği için, kolayca satılabilen bir hazdır ve başka şeylerin satılmasına da yardımcı olabilen iyi bir “çağrışım” maddesidir.
Bu sorun nasıl aşılır bilmiyorum. Fakat, bu durum, bir erkek olarak beni de rahatsız ediyor. Başka insanlarla karıştırılmamak için sıra dışı bir çaba sarf etmek zorunda kalabiliyoruz. Bir kadınla konuşurken yanlış anlaşılmamak ve maksadı aşan ifadeler kullanmamak için çok dikkatli olmanız gerekiyor. Ulusal bir radyoda geçen programcılık yıllarımdan sonra bunu yapmak bana zor gelmiyor. Ama, “ürkek” hale gelmiş kadın kimliğiyle karşılaşmak her zaman yorucu.
Kadınlar ve erkekler her zaman birbirlerine karşı farklı davranacaklar. Bu çok doğal geliyor bana. Elbette bir kadına bir erkeğe davrandığım gibi davranamam. Fakat, kadının sadece fiziksel anlamda değil, her anlamda zarif, estetik olduğunu, güzel ve ciddî beklentilere sahip bulunduğunu bilsek de, bu durumu anlatmakta zorlanabiliyoruz. Çünkü bu durumda onun sadece görüntüye önem veren kişilerle karıştırılabiliriz. Bunu anlatmak neden önemli? Sözgelimi, sadece danışanlarıma değil, herhangi bir kadına da ses renginin güzel olduğunu ve radyoculuk yapabileceğini söyleyebilmeyi ve bunu söylediğim zaman da, bunun "erkeksi" bir stratejinin parçası değil, teknik bir tespit olduğunun anlaşılmasını isterim. Çünkü bunu bir erkeğe de söyleyebiliyorum. Fakat neyin neden söylendiğinin anlaşılmadığı bir ortamda, bu netlik nasıl mümkün olur? Bu netliğin olması, sağlıklı bir iletişim kurmak için önemli. Kadınlara ya da erkeklere değişik iş amaçlı ya da kültürel önerilerle gidiyoruz. Bir kadınla konuşurken, temel amacın, başka endişeler nedeniyle kararmasını istemiyoruz. Fakat erkeklerin "avcı kültürüyle" yetiştikleri ve kadınların da "önce fiziğimle dikkat çekeyim, sonra beynime dikkat çekerim" şeklinde bir strateji takip ettikleri böylesi bir ortamda, net olmak veya netliğin yanlış anlaşılmaması gittikçe zorlaşıyor.
Kendisine ciddi bir projeden söz ederken “bakalım bu sohbetin devamında ne çıkacak?” diye düşünen birisinin hali sizi de rahatsız etmez mi? Şükür ki çoğu kadın, neler olup bittiğini hissedebiliyorlar.
Sanıyorum, aslında bütün ilişkilerde olduğu gibi, kadın-erkek ilişkilerinde de "çerçeveleme" önemli. ilginizin farklı bir şekilde yorumlanmasını ve karşınızdaki kişinin anlamsız yere incinmesini istemiyorsanız, ilişkinizin ortak vizyonu olmalı. onunla kurduğunuz iletişim sürecinin içermekte olduğu amaçlar ve beklentiler net olmalı. Çerçevesi net olmayan katma değerler, iki insan ve özellikle kadın ve erkek arasında çok büyük bir çekici unsurdur. Bu katma değerleri anlamlandıran, hangilerini önemsemeniz ve hangilerine odaklanmanız gerektiğini size söyleyen şey, bu çerçevedir. Bu çerçeve, iş, eğitim, ortak bir proje vs. olabilir.
Dünya Kadınlar Gününüz Kutlu Olsun...
------------------
Savaş ŞENEL: İngilizce Öğretmeni, İletişim Danışmanı, Okunaklı-Anlaşılır Yazarlık Koçu
savassenel@gmail.com, savassenel@yahoo.com
--------------
Savaş ŞENEL Kitapları - Tercümeleri
----------------
--------------
Savaş ŞENEL Kitapları - Tercümeleri
----------------
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder