6 Temmuz 2018 Cuma

ÖĞRENCİLİK HİKAYELERİM/ BELKİ BAZI DERSLER ÇIKAR




Lisedeyken iyi bir çocuk ama kötü bir öğrenciydim. Ülkemizde danışmanlık-rehberlik sistemi o zamanlar gelişmediği için lisede yanlış bir bölüm seçmiştim. Derslerim çok kötüydü. Elektroniği seviyordum ama ben durmadan okumak, insanlarla konuşmak istiyordum. Konuşmayı seviyordum çünkü o zamanlar dinlemeyi bilmiyordum! Şu sıralar, başka insanları da dinlemek gerektiğini yavaş yavaş öğreniyorum! (Umarım başarırım) Elektronik atölyesindeki çekmecemde her zaman şiir kitapları, dergiler ve buna benzer şeyler olurdu.

Durmadan çeşitli kitaplar ve dergiler okuduğum ve “çaktırmadan” İngilizce çalıştığım için, Yabancı Diller Bölümünü kazanıverdim. Ailem dışında herkes şaşırmıştı. Çünkü elektronikle ilgilenmediğim için derslerimde zayıf olmam beni diğer insanların gözünde bitirmişti! Bana imajım konusunda yardımcı olacak bir menajerim de yoktu!

Üniversiteyi kazanmama en çok sevinen kişi merhum annemdi. Oğlunun “kapasitesiz” olmadığını herkes görmüştü. Annemin özgüveni ve ailesine olan güveni çok yüksekti. Fakat sanıyorum ahbaplarımız, zaman zaman benim hakkımda konuşarak onu üzüyorlardı. Notlarım çok kötüydü ve durmadan bir şeyler okuyordum. Bundan daha anlaşılmaz ne olabilirdi? Hatta bir komşum yerde bulduğum bir kağıdı okuduğumu görmüştü ve her fırsatta (övgüyle) anlatırdı.

Üniversiteyi kazandığımda, anneme, arkadaşlarımla kalmama izin vermezse ertesi yıl İstanbul dışında bir yer yazacağımı söyledim. Bu söylediğim şakaydı ama kadıncağızın neredeyse yüreğine inecekti. “Şantajıma” üzülerek boyun eğdi.

Üniversite hayatı, çok güzeldi. Her gün Beyazıt’taki sahaflara gidip yeni kitaplar almaya başladım. Lisede yaşadığım bazı olayların açtığı yaraları kitaplar iyileştirdi diyebilirim. Kaprisleri yoktu, onları sevdiğinizde, hep yanınızda oluyorlardı.

Bayağı bir okudum üniversite hayatım boyunca. Kitaplar, kendimi ve insanları sevmem, kendimi ve diğer insanları daha iyi anlamamam konusunda bana çok yardımcı oldular. Hiç kimse masum değildi ama bir yandan da hepimizin çocuk bir yanı vardı.

Arkadaşlarımla kalıyordum. O zamana kadar her şeyimi annem, benim için hazırlıyordu. Arkadaşlarımla kalırken, yemek yapmayı öğrendim. Yemek yapmak çok hoşuma gidiyordu. Mutfakta yemek yapmak, karmaşık şeyler düşünmekten yorulmuş ruhumu dinlendiriyordu. Çok üzgün ve dalgın olduğum bir gün, pilava tuz yerine şeker attığımı hatırlıyorum. Her zaman nezaketiyle dikkat çeken bir arkadaşımız “böyle de güzel oluyormuş” deyip pilavı yemeğe devam etti. Herkes, gülümseyerek ona katıldı. İlerleyen yaşımla birlikte onların ne kadar zarif davrandıklarını daha iyi anlıyorum.

Yemek ya da bulaşık yıkama sıram geldiğinde, kütüphaneden ödünç aldığım İngilizce tiyatro, seminer vs. kasetlerini dinliyordum. İngilizce öğrenirken, bu kasetlerin çok yararını gördüm.

Öğrenci evinde annemin değerini daha çok anladım. Burada alıngan insanları idare etmeyi, evi derleyip toplamayı, başkalarına yük olmamayı ve bunlara benzer daha bir şeyi öğrendim. Bazen komşu çocuklarına ders çalıştırırdık. Ders çalıştırmayanlar, çay ya da ona benzer ikramlar hazırlar, sonra hep birlikte uzun sohbetler yapardık.

Karlı kış gecelerinde sobanın başında yaptığım okumaları hatırlıyorum da, ne kadar çok şey kazandırmışlar bana. Başka bölümlerde okuyan arkadaşlarımla yaptığımız sohbetlerden de çok şey öğrenmiştim. Bazı komşular, bizlerden zaman zaman tedirginlik duyarlardı. Çünkü gürültü yapmazdık, kendi dünyamızda kimseyi rahatsız etmeden yaşar giderdik. Genç insanların bu kadar sakin olmaları onlara şaşırtıcı gelirdi. Zaman zaman bizi tanımaları için onları çaya davet ederdik. Sanırım o günlerin bana kattığı şeylerin yansımaları bende sonsuza uzanacak.

Sonra okul bitti ve bu rüya da bitti. Arkadaşlarım hepsi bir yerlere dağıldılar. Kimi doktor, kimi öğretmen, kimi idareci oldular. Bazıları yurt dışındaki Türk okullarında görev aldılar. Onları çok, ama çok özlüyorum. Hepsi de zarif delikanlılardı.

Kim bilir, belki bir yerde yeniden bir araya geliriz. Eminim çok güleceğiz ve bir yandan da çok duygulanacağız.
-----------
www.suskunadam.blogspot.com

-----------
Yorumlarınız için:
MSN:
savassenel@hotmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder