Buradaki notlar, belki bir gün daha uzun birer yazı olacaklar, belki de olmayacaklar. Ama burada kalacaklar. sugarpare
6 Temmuz 2018 Cuma
HAYALLER NE KADAR KİŞİSEL OLABİLİRLER?
Gerek yabancı dil konusunda, gerekse diğer konularda başarılı olmak için, konuyla doğrudan veya dolaylı olarak ilgili bir hayalimiz olması gerektiğini sürekli olarak vurguluyorum.
Mesela, İngilizce öğrenmekle ilgili hayaliniz, sadece kendinizi bu dili ustalıkla kullanmanın keyfini yaşarken görmek olabileceği gibi, İngilizce bilginiz sayesinde tercüman olarak, çeşitli ülkelere masrafsız bir şekilde gidebildiğinizi düşünmek de olabilir. Yani hayalinizin, konuyla doğrudan bir ilgisi olabileceği gibi, dolaylı bir ilgisi de olabilir. Ama önemli olan, gerçekleşmesini tutkuyla istediğiniz bir hayaliniz olmasıdır.
Yakın zamanda hayalimi tazelemek için kendime: “Peki senin hayalin nedir?” diye sordum. Bir çok hayalim olduğunu söyleyebilirim. Ama içlerinde nedense bana farklı bir heyecan veren bir hayalimi yeniden keşfettim: Aklıma estiği zaman uçağa atlayıp, Türkiye'nin başka bir köşesine vaye yabancı ülkelerden birisine gidip, o ülkenin atmosferini yansıtan bir mekânda oturup, kitap okuyabilmek, yazı veya şiir yazabilmek geldi. Mesela Van'da, Doğu Beyazıt'ta, Edirne'de, Saray Bosna’da, Moskova’da, Pekin’de, Arap Çöllerinde veya Turkî cumhuriyetlerden birisinde bunu yapabilmek bana büyük keyif verirdi.
Bu yapmadığım bir şey miydi? Bendeniz, Türkiye'nin çeşitli illerinde, Şangay’da, Paris’te, Berlin’de, Brüksel’de ve daha bir çok kentte bu keyfi yaşadım. Bunun için de müteşekkirim. Ama bunları bir öğleden sonra uçağa atlayıp: “Bu hafta Paris’te/ Antalya'da kitap okuyacağım” diyerek yapmadım. O kentlere veya ülkelere tercüman olarak gitmiştim. Kısacası iş için gitmiştim.
Daha sonra bu hayalimi bir arkadaşımla paylaştığımda, o, bunun çok “ben merkezli” bir hayal gibi göründüğünü söyledi. Ben de: “Dur bakalım, devamını dinle” dedim. Devamı şuydu:
Benim uçağa atlayıp, kendi başıma bir kente gidip, kitap okuyabilmek, şiir veya yazı yazabilmek için sağlamam gereken bir altyapı var ve ben ancak bu altyapıyı kurmuş olursam, yaptığım şeyden keyif alabileceğim. Bu altyapıyı kurmuş olmaksızın da yurt dışına çıkmak mümkündür. Yani bu resim, gidiş-dönüş uçak bileti ve masrafları karşılayacak olan para, gittiğim kent ve kafeyle tamamlanıyor gibi görünebilir. Fakat bu hayal resminin görünmeyen bir yanı vardır ve o da şudur:
Benim zaman zaman yabancı ülkelere gidip, masum keyfimi yaşamama içtenlikle müsaade edebilmeleri için, aile bireylerinin de yurt dışına çıkma arzularını veya kendilerince önemli olan beklentilerini de hatırı sayılır ölçüde karşılamış olmam gerekir. Ben o kafede otururken, ailemin ve diğer sevdiklerimin duygusal ve maddî ihtiyaçlarının giderilmiş olduğunu, bir evlat, baba, bir eş ve bir akraba olarak beni takdir ettiklerini bilmek isterim. Arkamda bana gıpta eden ve bir yandan dargınlık hisleri besleyen kişiler olmasını istemem. Kişisel beklentilerinin ve ihtiyaçlarının hakkıyla karşılandığını bilen bu insanların, benim yaşadığım bu masum keyfi bana yakıştırabilmelerini arzu ederim. Yoksa ne içtiğim çaydan, ne de okuduğum kitaptan keyif alamam.
Anlayacağınız, benim bu masum hayalim, gidiş-dönüş uçak biletiyle ve masraflar için gerekli olan paranın bulunmasıyla açıklanacak bir şey değil. Bu kadarını zaten yapabilirim. Ama benim yabancı bir kentte keyifle çay içip, kitap okuyabilmem, başkalarının da mutlu olmasına bağlı. Binanın temelinin binanın kendisi kadar masraflı olması gibi, aslında benim hayalimin temelleri de, hayalimin kendisinden çok, ama çok masraflı.
İşte ben merkezli görünen hayalimin hikâyesi. Göründüğü kadar yalın olmadığını sizler de anlamışsınızdır.
Bütün bunları dostuma bunu anlattığımda: “Haklısın, hayalin o kadar ben merkezli değilmiş” dedi!
Arkasında bir sürü insan bırakıp, sadece kendi hayallerinin peşinden gidecek yaşta değilim! Bundan şikâyetçi de değilim. Sevenlerim, özleyenlerim ve bana bel bağlayanların olması çok da güzel bir şey! Ben geri döndüğünde, bekleyenlerinin yüzlerini gülümserken görmek isteyenlerdenim.
Bu arada hep okumaktan veya yazmaktan bahsettim. Şimdiler de, Türkiye'nin çeşitli yerlerinde ve yabancı ülkelerde bir çok okuyucum, tanıdığım veya öğrencim var. Onlarla da farklı bir kentte oturup, sohbet etmek de hayalimin bir parçası. Başka bir dünyada, eski günleri anmak da iyi fikir!
Çok şey mi istiyorum. Endişe etmeyin, sizden değil, Allah’tan istiyorum!
-----------
www.savassenel.com
-----------
Konuyla İlgili diğer yazılar, öneriler: Görmek istediğiniz linkin adını tıklayınız:
Gezdiğim ülkeler
Diğer İnsanlardan ve Hayattan Beklentileri Olan Kişileri Seviyorum
Bazı Hikâyeler Sizi Aldatabilirler
Kişiyi Öldüren Çaresizlik Değildir, Çaresiz Olduğu Hissidir
Sorun, Para mı, Yoksa Tavır mı?
-----------Konuyla ilgili film-kitap önerileri yapmak-almak ve yorumlarınız için:
MSN: savassenel@hotmail.com
savassenel@yahoo.com
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder