Buradaki notlar, belki bir gün daha uzun birer yazı olacaklar, belki de olmayacaklar. Ama burada kalacaklar. sugarpare
6 Temmuz 2018 Cuma
BİR İNSANIN YABANCI DİL ÖĞRENMESİNE NASIL YARDIM EDİLEBİLİR?
Bana nasıl ders verdiğimi sık sık soran dostlarım, beni bu yazıyı yazmay amecbur ettiler. Ben bu yazımda nasıl İngilizce dersi verdiğimi sizlere anlatmaya çalışacağım. Yazımı bir reklam yazısı olarak değil, eleştiri gözüyle okumanızı öneririm. Burada sizlere ilettiğim ilkeleri hayatımın diğer alanlarında uyguladığımı da söylemeliyim. Umarım bu yazımda sizlerin de işine yarayacak bazı ilkeler bulabilirsiniz. Burada bazı gramer konularının nasıl öğretileceği üzerinde değil de genel tavır üzerinde duracağım.
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, yabancı dili öğreten kişi yoktur, insan bir yabancı dili kendisi öğrenir. Öğretmen, öğrencinin, yolunu açan, problemlerini çözmesi için gereken kaynakları gösteren kişidir. Öğrenciye kullanacağı araçlar konusunda yardımcı olur, bu kaynakları yönetir ve sonuçları ölçer. “Öğretmek” burada mecazi bir kullanımdır diye düşünüyorum. Konuya böyle bakarsanız, benim önerdiğim tarzı daha iyi anlayacağınızı umuyorum.
Benden ders alma talebinde bulunan öğrenci adaylarıyla önce bir masada oturup konuşuruz. İlk konumuz, İngilizce öğrenmek için “gerçek” sebepleri olup olmadığını ortaya çıkarmaktır. Sadece moda olduğu için ya da başkaları istediği için değil, İngilizce öğrenmek için kendisiyle ya da sevdikleriyle ilgili bir ya da birkaç açık sebebi olmalıdır. Sıkıldığı zamanlarda bu sebeplere yapışacaktır. Bunları net bir şekilde bir kağıda yazar ve üzerinde konuşuruz.
Öncelik ana dilimizdedir. Ana dilinde okuma ya da dinleme alışkanlığı olmayan bir insanın, yabancı dil öğreniminde işi zordur. Çünkü bir çok beceri önce ana dilde gelişmektedir. Bu açıdan günlük hayatında Türkçe okumalara da yer vermesini öneririm. Öğrencinin okuma alışkanlığı yoksa önce sevdiği konularda hafif şeyler okumasını tavsiye ederim. Sonra Türk Dili’nin seçkin eserlerini okumasını öneririm. Bu konuda günlük bir hedef koyarız.
Sonra İngilizce öğreniminin bütün eğitim dalları gibi günlük hayata yayılması gerektiğini anlatırım. Öğrenme etkinliğini günlük hayatına yaymak, öğrenciye büyük zaman kazandırır. Günlük programını birlikte inceler ve bir program hazırlarız. Günlük hayatında İngilizce için ne kadar zaman ayırabileceği konusunda “pazarlık” yaparız.
Ardından algı sistemleri üzerinde konuşuruz. Öğrencinin en iyi nasıl/ hangi araçlarla öğrendiğini ya da en çok nasıl öğrenmeyi sevdiğini araştırırız. Bu arada fiziksel ve mekanik koşullar çok önemlidir. Sözgelimi arabasında ya da taşıtlarda çok zaman geçiren birisi ister istemez sesli araçlara ağırlık verecektir. Eğer oturabiliyorsa kitap okuyabilir ya da film seyredebilir. Ama ben taşıtlarda daha çok sesli yayınları öneririm.
İngilizce hikaye kitapları ya da öğrencinin ilgisine göre metinler de programımızın bir parçasıdır. Bu konuda da sayfa sayısı olarak bir hedef belirleriz. Bir dilde okumadan o dili geliştirmek mümkün değildir. Okumakla ilgili hedefimiz listede hemen yerini alır.
Öğrencinin günde kaç dakika/ saat sesli yayınlar dinleyebileceğini de konuşuruz. Arabasında, mutfağında, traş olurken ya da yüz bakımı yaparken, kısaca düşünmesini gerektirmeyen motor etkinliklerle geçen zamanını hesaplarız. Bu zamanın ne kadarında İngilizce sesli yayın dinleyebileceğini belirleriz. Bu da listede yerini alır.
Filmler de ayrıca kullandığımız araçlardır. Öğrencilerime önceleri İngilizce dublajlı, alt yazısı Türkçe filmler öneririm. Sonraları alt yazıyı da İngilizce’ye çevirmesini isterim. Bu şekilde haftada ne kadar film seyredebileceklerini sorarım. Tabi ki DVD formatında filmler olduğu için öğrenciler film üzerinde çalışabilir, ileri geri alarak anlaşılmayan yerleri tekrar inceleyebilirler. Öğrencilerime ulaştırabilmek için yeni çıkan yayınları ve araçları takip eder ve onlar için bütçe ayırırım.
Tabi ki derslerimiz de bir yandan devam eder. Her dersin başında “Hayati İşaretler” yani yukarda belirttiğim alanlardaki hedefler kontrol edilir ve gelen sorular cevaplanır.
Her öğretmen gibi derste elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışırım. Ama en büyük hedefim öğrencilerimin “öğrenmeyi öğrenip” benden hemen kurtulmalarıdır!
Onlara yıllarca ders veremem ya!
-------------------
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder