Buradaki notlar, belki bir gün daha uzun birer yazı olacaklar, belki de olmayacaklar. Ama burada kalacaklar. sugarpare
6 Temmuz 2018 Cuma
TERCÜME YAPMAYI NEDEN SEVİYORUM?
Tercüme yapmak, bir çok alanda olduğu gibi ancak uzun yıllar boyu ustalaşırsanız, maddi ödülü büyük bir alandır. Çoğu İngilizce öğretmeni tercüme yapmak yerine ders vermeyi seçer. Zaten İngilizce ya da başka bir dili bildiğiniz için tercüme yapmazsınız, aynı zamanda bu işi sevmelisiniz.
Ben tercüme alanındaki üstatlarımızın affına sığınarak, bu konudaki düşüncelerimi yazmak istiyorum.
Tercüme yapmak için, o konudaki gelirden daha başka beklentileriniz olmalıdır. Sadece para kazanmak için tercüme yapmak zordur. Bu bütün meslekler için geçerlidir diye düşünüyorum. Bir işi sadece geçinmek ya da keyif aldığınız başka bir sebep olmadan yapmak, insanın ruhunu soldurur kanısındayım. Ama sevdiğiniz bir işi de size bedava yaptırmak isteyenler çıkabilir. Buna karşı da dikkatli olun derim!
Tercüme yapmak için, yabancı dile vakıf olmak gerektiği düşünülür. Bu doğru bir düşüncedir. Fakat yabancı dili iyi bilmek, tercüme sürecinin sadece bir parametresidir. Başka bir deyişle temellerinden sadece birisidir. Tercüme yapmak için ana dilinizi de iyi bilmeli ya da geliştirmelisiniz. Yabancı dilde okuduğunu ana dile dönüştüremeyen biri tercüme yapamaz. Bu açıdan tercüme yapmak, bir metni anlamaktan ve onu özetlemekten başka bir şeydir.
Bu konuda sahip olmanız gereken başka bir özellik de empati becerisidir. Çünkü okuyucu sizin çevirisini yaptığınız eseri okurken yalnızdır. O halde cümleleriniz açık seçik olmalıdır. Bu hem dil kullanımından hem de noktalama işaretlerinin doğru/ ergonomik/ beynin çalışmasına uygun bir şekilde kullanılmasından geçer. Okuyucu ifadeleri net olarak anlamalıdır. Fakat anladığını kavrayacak alt yapıya sahip olup olmamak konusunda sorumluluk okuyucunundur. Ayrıca belli bir yaşın üstünde olmanız da, sizin metinle ve yazarla empati kurmanızda oldukça etkili bir unsurdur.
Tercüme sürecinde en önemli nokta, tercüme ettiğiniz metni sevmeniz, onunla duygusal bir bağ kurmanızdır. Bu insan olmanın gereğidir. Bu açıdan, ben bir şekilde yakınlık duyduğum metinleri tercüme ederim. Sonuçta, ortaya çevrilmiş bir metinle birlikte, o metinden bana kalan bir şeyler olsun isterim. Bu kalan şeyler, belki gelişen bir İngilizce ve Türkçe, belki bir konuda yeni bilgiler , belki de yeni bakış açısı olur.
Tercüme yapan kişi sabrı öğrenir. Her gün “fare gibi” eseri kemirir. Tercüme de yararlı bir ilke de günlük hedefler belirleyerek çalışmaktır. Acele etmeden, sabırla gidersiniz ve bir gün kocaman bir kitap bitmiş olur.
Tercüme yaparken yazarlığınız da gelişir. Başkalarının ifadelerini ana dilinize çevirirken, zaman içinde kendi düşüncelerinizi yazı diline tercüme etme ve ifade etme tarzınız da berraklaşır.
Tercüme sürecinden önce, tercüme edeceğim kitabı okurum. Kendime yakın yerler bulurum. O kitabın doğasına uygun olarak seçtiğim müzik parçası ya da parçaları, benim sessiz çalışmalarıma eşlik ederler. Sözgelimi son tercüme maceramda bana eşlik eden müzisyenler Kitaro ve Vangelis’ti. Çünkü tercüme ettiğim kitapların doğasına uygun düşüyorlardı.
Tercüme çalışmasının en güzel yanı da, kitap basıldığında çevirmen olarak kitabın içinde kendi adınızı görmektir. Bu sevincinizi belli etmemelisiniz. Yoksa o da alacağınız ücretin bir kısmı gibi düşünülebilir ve bedelden düşülebilir (!)
Tercüme ettiğim kitapları rahatlıkla öneririm. Çünkü önermeyeceğim kitabı çevirmem. Şükür ki bu lüksüm var. Ayrıca, kitabı ben yazmadığım için de hararetle tavsiye edişim yanlış anlaşılmaz.
Bütün bunlarla birlikte, tercümanlık, hak ettiği ödülü her zaman almaz. Yabancı bir dili ve anadilini tercüme yapacak kadar bilen birisi, başka işler yapacağı yerde kitap tercüme ettiği için, sanki cezalandırılır! Tercüme işinin değeri anlaşılmadığı ve haddinden fazla ucuza mal edilmeye çalışıldığı için, kitaplarda, film seslendirmelerinde, film alyazılarında ve daha bir çok yerde, sözüm ona Türkçe denilen, ama buram buram yabancı dil kokan bir Türkçe, dinler veya okursunuz.
Tercüme yapmayı seviyorum, çünkü tercüme yapmak, bana sabrı öğreten, yabancı dil öğrenmeyi ve ana dilimi sevdiren üstatlarımdan biridir
-----------
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder