Rahatlık bölgesi kavramını çok sık duyuyoruz. Bu kavramı duyduğumuzda belki aklımıza gerçekten rahat bir bölge geliyor. Her insanın içinde olmak isteyeceği bu bölgede, yine her insanın hoşlanabileceği bir rahatlık olduğunu düşünebiliriz. Fakat rahatlık bölgesinin anlamı bu değildir. Rahatlık bölgelerimiz, mutlak anlamda rahat olmayabilir.
Rahatlık bölgesi, insanın iyi tanıdığı, riskleri önceden görebildiği ve zamanla bu risklere yeterince hazırlanmayı öğrendiği alan olarak tanımlanabilir. Sözgelimi cezaevi bile bir insan için rahatlık bölgesi olabilir.
Yazın dışarda barınabilen bazı insanlar, kışın sığınacak yerleri olmadığı için suç işler ve hapishaneye girerek kışı orada geçirirler. Çünkü cezaevi ortamı, onların tanıdığı, bildiği bir ortamdır. Halbuki, cezaevleri bir çok insan için itici ve rahatsız yerlerdir.
Kocasından sürekli dayak yediği halde, evliliğini bırakmayan insanların rahatlık bölgeleri evleridir. Çünkü dışarıdaki dünyayı tanımamaktadırlar ve nelerle karşılaşacaklarını bilmemektedirler. Dışarda karşılaşacakları şeyleri bilseler de, yaşamaları gereken değişimi ve gerekli hazırlıkları yapabilecek destekten ya da iç dirençten yoksundurlar. Her gün dayak yedikleri bir ev, onların rahatlık bölgesi olur.
İşlerindeki stresten dolayı sıkıntı çeken ve belki de sigara ya da içki tüketerek rahatlayan bir çok insanın da rahatlık bölgeleri, işleridir. Çünkü ne yaşayacaklarını bilmekte, yanlış yöntemlerle de olsa sorunlarıyla bir şekilde başa çıkabilmektedirler. Halbuki, yeni bir teşebbüs onlara bilinmeyenlerle dolu bir macera gibi gelir.
Zeki bir insan, kendisi gibi zeki ve kapasiteli olmayan insanları çevresine toplar. Onların ne yapacaklarını ve değişik olaylarda nasıl tepkiler vereceklerini bilirler. Bu emniyetli bir alandır, zeki insanların rahatlık bölgeleridir. Kapasitelerini geliştiremez, değişemezler ama acıtmayan, emniyetli bir hayat sürerler. Kendileri kadar ya da daha zeki insanlarla tanışmak, zorlayıcı bir süreçtir. Bilinmeyenlerle doludur. Zeki ya da bir şekilde kapasiteli ya da yetenekli bu insanlar bir çok insanın zaman geçirmek istemeyeceği, zayıf ve kapasitesiz insanlardan bir rahatlık bölgesi oluştururlar.
Bu insanlar, sürekli şikayet etseler de kendi rahatsız “rahatlık bölgelerinde” yaşamaya devam ederler. Bu tuzağın farkında da değillerdir.
Eğitimcilik hayatım boyunca çeşitli rahatlık bölgeleriyle karşılaştım. Bunlar, aslında rahatsız bölgelerdi. Fakat, bu bölgelerde yaşayan insanlar, bölgelerine ve hayatlarına alışmış, bu tuzağı görmüyorlardı.
Rahatlık bölgesi gerçekten rahat bir bölge de olabilir. Sizi acıtmayan, kırmayan ve huzurlu bir yer de olabilir. Fakat, bu bölge bir yandan, sizin daha iyiyi aramanıza engel de olabilir.
Bir düşünün bakalım sizin de gerçekten rahat ya da aslında “rahatsız” ama alıştığınız için sineye çektiğiniz rahatlık bölgeleriniz var mı?
-------------------
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder