6 Temmuz 2018 Cuma

MESLEKİ YOZLAŞMA NEDİR?




Mesleki yozlaşma kavramını ben uydurdum. Belki de bilimsel bir adı vardır, ama ben bilmiyorum. Mesleki yozlaşma deyince neyi kastettiğimi sizlere anlatmaya çalışayım.

Sözgelimi bir doktor, zamanla ağır çalışma şartlarından dolayı yorgun düşer. Bu gerçekle yüzleşmesi gerekir. Başka bir deyişle, mesleğini sevse de artık yorulmuştur ve belki de başka bir alan seçmesi ya da çalışma şartlarında değişiklik yapması gerekmektedir. Bazı insanlar bu gerçekle yüzleşir ve gereken tedbirleri alırlar. Bazı doktorlar da, bu gerçekle yüzleşmezler. Sözgelimi gece doğuma gitmemek için hastalarını gerekmediği halde sezeryanla doğuma teşvik edebilirler. Mesleklerini bırakamazlar, çünkü rahatlık bölgesindedir. Doktor olarak tanınmanın keyfini de bırakamıyor olabilirler ya da sosyal baskı dolayısıyla doktorluk gibi bir mesleğe ara vermek “aptalca” gelebilir.

Bazı öğretmenler yorulur. Öğretmenlikten değil de insanların kaprislerinden,yetersiz eğitim alt yapısından, hassas dengelerden bezmiş olabilirler. Öğretmenlik geliri az olabilir ya da ek gelir kazanmak için ailelerine ayırmak istedikleri zamanlarını başkalarının evlerinde harcamak istemeyebilirler. Öğretmenlik birikimiyle başka alanlara kaymak mümkündür. Bir öğretmen, yazarlığa adım atabilir, danışmanlık yapabilir. Ama bazı öğretmenler, kolaya kaçar. Özel ders çıkarabilmek için öğrencilerini sınıfta bırakır ya da sıkıntıyla yaşadıkları için meslektaşlarını ya da öğrencilerini yıpratmayı seçerler.

Bir insan yöneticilikten de sıkılmış olabilir. Kullanıldığını hissedebilir. Onun için de yığınla seçenek vardır. Bununla yüzleşmesi gerekir. Ama bunu yapmaktan, yeni alanlarda kendini yetiştirmekten ya da bir yabancı dil öğrenip kolayca yeni bir alana geçmektense, televizyon seyretmek bu insanlara daha kolay gelir. Yoruldukları halde rahatlık bölgelerinden çıkamazlar ve zaman içinde başka insanların “ayaklarını kaydırma, etrafa korku saçma v.s.” gibi tavırlar başlar. Çünkü idarecilik makamını bıraktıklarında çevrelerinden tepki alırlar. Hazır maaş vardır. Bu maaşı bırakmak aptalca gelir.

Bazı esnaflar dürüsttür. Bazı esnaflar da yalan söylemek zorunda kalır. Bunun sebebi, gelirini arttırmak yerine indirimlerle ve ölesiye pazarlıkla yaşamaya çalışan ve ne yazık ki kendisini aldatılmaya mahkum eden bazı tüketiciler olabilir. O zaman sizi yalan söylemeye mecbur etmeyen bir alan bulmalıdır. Bunu yapmazsanız, yalanlar hayatınızın bir parçası olacaktır. Bu da başka bir mesleki çürümedir.

Bu mesleki çürüme örnekleri daha da çoğaltılabilir. Şükür ki, herkes böyle değildir. Kurumlarına ve kendi hayatlarına keyifle hizmet eden insanlar daha çoktur. Yine de mesleki çürüme içinde olan insanları her yerde görebilirsiniz. Ben mesleki çürüme diyorum. Bu aslında bir yandan da genel anlamda bir çürümedir. Bu tip insanlardan sakınmanızı öneririm. Çünkü alternatiflere göz atmadıkları için çaresizlik duygusu içindedirler ve bu duygunun etkisiyle üzücü şeyler yapabilirler.

Belki de her insanın, emekliliğe endekslenmeden oturup muhasebe yapması gerekir. Mesleki yozlaşmanın tuzağına düşmeden, hayallerimizin ya da hizmet duygusunun değil de maaşın esiri olmadan, bu konuda önlem almakta yarar var diye düşünüyorum.
-----------

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder