6 Temmuz 2018 Cuma

GENÇLER NE İSTEDİKLERİNİ BİLİYORLAR MI?




Gençlerin ne istediği belli değil mi diyeceksiniz? Sağlam bir gelecek istiyorlar. Fakat şu aralar, başkalarının finanse ettiği bir özgürlük istiyorlar. Daha doğrusu bana öyle geliyor. Elbette pek çok gencin hedefleri var ve hedeflerine doğru sağlam adımlarla gidiyorlar. Fakat tersi bir durum da çok sık karşılaştığım durumlardan.

Onlara fiks menü sunuluyor: okulunu bitir, bir şirkete gir ve emekli oluncaya kadar çalış. Ne kadar eski ve yetersiz bir menü. Okulu bitirince ne olacak, şirkette çalışınca ne olacak, emekli olunca ne olacak? Acaba aileler, bunları enine boyuna düşünüyor mu? Çok saygın bir kurumda her hafta stok kontrolü için binlerce plastik (çay kaşığı değil) karıştırıcını saymak zorunda olan bir tanıdığım vardı. Annesi de komşularına oğlunun çalıştığı kurumla övünüyordu. Annesi için önemli olan oğlunun neler yaptğı değil, ne kadar yorulduğu değil nerde çalıştığıydı. Annesi zalim miydi? Elbtte hayır. Sadece bir kurumda çalışmayı ve hep orada kalma fikrini neredeyse kutsamıştı.

Eskimiş tavsiyelerin yetersizliği ters tepkiler uyandırıyor. Bir şirkette çalışma fikri önceleri hoş gelse de, hele bir de her hangi bir idealle birleşmemişse, zamanla eziyete dönüşüyor. Şirketinize karşı sorumluluklarınız, çocuklarınızın sayısını, ilişkilerinizin derinliğini v.s’yi etkilemeye başlayınca, maaş karşılığında neler verildiği daha da netleşiyor.

45 sene çalıştıktan sonra geçinmesine yetmeyecek bir maaşla kalacaklarını bilen genç insanlar, bu sefer çabuk zengin olma hevesine kapılıyorlar. Bu da, diğer düşünce kadar eksik ve yanlış. Kendi hayatından şikayetçi, ama gelecek için sağlam stratejileri olmayan, sıkıntıya hiç mi hiç gelmek istemeyen aceleci insanlar ortaya çıkıyor. Hali hazırda çalıştıkları işin hakkını vermekle birlikte yeni alternatifleri araştırmak gerekirken, yaptıkları işi “tiksinerek” yapan ama yeni alternatifler aramak yerine de iddia oynayan, piyango alan tipler türüyor. Bazen de gençler, az para kazandıkları ama önemli beceriler kazanacakları, önü açık işler yerine, biraz daha para kazandıkları ama önleri tıkanan işlere de girebiliyorlar.

Köşeyi dönme fikriyle uzun vadeli kurtuluş planları yapmayı erteliyorlar. En çok üzüldüğüm şeyse, köşe dönmeci zihniyetin esiri olan gençlerin başarılı iş adamlarının ya da iş kadınlarının hayatlarını incelememeleri, onlar hakkında okumamalarıdır. Kurnazca davranmaları ama akılıca davranmayı öğrenmemeleri de bana acı veriyor.
Elbette, insanların sevdikleri işleri yapmaları, sevdikleri şirketlerde çalışmaları çok güzel. Fakat çalıştıkları şirketlerden hayallerinin faturasını ödeyebilecek maaşlar beklemek de bir yandan şirketlere karşı haksızlık.

İşte bütün bunlar, gençlere anlatılmıyor. Onların öğrenmesi de zaman alıyor ve genellikle geç kalınmış oluyor. Onlar hala bir şirkette çalışmakla, bütün hayallerine ulaşacaklarını sanıyor.Gençler, istiyorlar, ama isteklerine nasıl ulaşacaklarını bilmiyorlar.
------

savassenel@gmail.com, savassenel@yahoo.com
--------------
Savaş ŞENEL Kitapları - Tercümeleri



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder