İnsan, ölümünü, öncesini ve sonrasını planlayabilir mi? Belki bazı dostlarım, bu cümleyi yanlış anlayacaklar. Ben bu yazımda planlama kelimesini, kontrol altına almak anlamında kullanmıyorum, hazır olmak anlamında kullanıyorum.
Hayatını planlamak, Tanrıya meydan okumak değildir. Aslında çok güzel bir dua tarzıdır. Plan yapmak, bazı hedeflere odaklanmak, tavırla, lisan-ı halle dua etmektir. Burada işin sırrı sizin tutumunuzdur. İşin inceliği, kötü ya da iyi olsun herhangi bir şeye odaklanmanın, bir tavır duası olduğunu farkına varmaktadır.
Belki de sevdiğim bir takım insanların yavaş yavaş çekip gitmelerinden dolayı, şu sıralar ölümü çok sık düşünüyorum. Ertesi gün yapılacak bir düğüne ya da hoş bir şeye hazırlanır gibi ölüme de hazırlanmak güzel olsa gerek. Bir tatilin sonunda eve döndüğümüzde yapacaklarımızı planladığımız gibi ölüm öncesi ve sonrasını da planlamak mümkün değil mi?
Neden olmasın? Hatta olması gereken de budur. Bu konuda “öldüğümde şu projeleri tamamlamış ya da başlatmış olmalıyım” ifadesinden “çocuklarıma dürüstçe kazanılmış maddi ve manevi bir zenginlik bırakmak istiyorum” ifadesine kadar bir çok ifade kullanılabilir. “Ölümümden sonra bana sorulacak sorulara şu cevapları verebilmek istiyorum” ifadesi de güzel bir planın parçası olabilir.
Hayatınız boyu planladığınız, gerçekleştirmeyi beklediğiniz ve umduğunuz şeylere Tanrı ilgisiz kalır mı acaba? Sanmıyorum. Sanmıyorum deyişim de yine bir kontrolün ifadesi değil, bu ifadem de bir beklenti, bir dua. Bir takım iyi şeylerin peşinden hayatınız boyu gitmeniz, çok güzel bir dua olmaz mıydı?
Bence istikrar ve kararlılık çok güzel bir dua olur. Buna yürekten inanıyorum. Bir akşam ya da bir sabah, öldüğünüz zaman gerçekleştirmiş olmak istediğiniz şeylerin bir listesini yapmak, ölümü de hazmetmiş olma halinin göstergesi değil midir? Mesela çocuklarınıza doya doya sarılmış olmayı, eşinizle hayatınızı birlikte ve dolu dolu yaşamış olmayı da listeye ekleyebilirsiniz. Bir yolculuğa çıkmadan önce, yapılacak işlerin listesini yapmaz mısınız? Evin annesiyseniz siz gittikten sonra ev halkı öğün atlamasın diye yemekleri hazırlayıp dolaba koymaz mısınız ya da evin babası olarak faturaları yatırıp, ihtiyaçlar için para bırakmaz mısınız?
Ölüm tarihinizi elbette bilemezsiniz ama ölmeden önce yapmak istediklerinizi yazın. Belki buralarda, sevdiklerinizi yanında belki de uzaklarda inançlarınız için çalışırken ölmek istersiniz. Sizin bileceğiniz iş. İstedikleriniz her neyse tarihlerini belirleyin. Uzun ya da kısa olabilecek listenizin altına güzel bir dua yazın. Gerçek kontrolün kimde olduğunu bildiğinizi de bir güzel not edin.
Ben ölümden korkmuyorum. İşin hesap tarafı elbette yürek titretiyor. Ama ölüm de güzel. Ölmeden önce yapacaklarım uzun bir liste olacak gibi. Çocuklarımın büyüdüklerini, hedeflediğim projelerin gerçekleştiğini ya da emin ellere geçtiğini görmek istiyorum. Akrabalarımla güzel bir toplantıda buluşmak, yazmak istediğim kitapları yazmak, kalbini kırdığım insanların bir şekilde gönlünü almak istiyorum. Dünyanın bütün başkentlerini görmek, sonra da bu dünyaya bir Ramazan günü veda etmek istiyorum. Gündüz, açlıkla süzgün İstanbul’u seyretmek, bir akşam ezanı daha dinlemek ve ailece iftar etmek de listem de var. Bu liste biter bitmez, ölüm beni gelip alsın demiyorum. Sadece, planladığım şeyleri buralardan gitmeden önce tamamlamak istiyorum.
Takdir edilen zaman gelince, anneme ve yıllar önce, sadece birkaç gün yaşayıp bizi bırakan bebeğimize kavuşmak ve sonradan gelenleri karşılamak üzere yola çıkmak istiyorum. Bir turist gibi keyif alarak gezdiğim bu dünyadan ayrılıvermek madem ki kaçınılmaz, o halde hazır olmak en iyisi diye düşünüyorum.
Elbette takdir O’nun.
-----------
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder