22 Mayıs 2010 Cumartesi

Taksi maceralarım ve taksi şoförlerinin çileleri



Taksi yolculuklarım-maceralarım

Benim ne ne ehliyetim var, ne de arabam! 2-3 araba alacak kadar masrafı kitaplar, filmler vs gibi şeylere yapmışımdır, ama ne ehliyetim ne de arabam oldu. Bunu bir meziyet gibi anlatmıyorum, bilesiniz! Futbolla da aram iyi değildir, "Kurtlar Vadisi" adlı diziyi seyretmeyi denedim. Bir filmi mesela Malkoşoğlu Cüneyt'i kendi gerçekliği içinde seyredebilir ve iyi zaman geirebilirim. Ama arkadaşı Polat Alemdar'ın sağkolu Memati'nin kapısında bekleyen koruma, kaşarlı tost almak için kantine gidince, ben de filmden koptum! Yani genel olarak kabul edilmiş olan "Taş fırın erkeği" profiline hiç mi hiç uymuyorum! Neyse gelelim konumuza: Ehliyetim olmayınca başkasının arabasını da ödünç alamıyorum. Hâl böyle olunca acil durumlarda bir taksiye "atlıyorum"; özellikle yol uzunsa ve keyfim yerindeyse şoförle sohbet etmeye başlıyorum.

Taksi şoförleri

Taksi şoförleri, "insan" denen canlının farklı yüzlerini görürler ve bunun ne denli yorucu bir şey olduğunu ben de bilirim. Konuştuğum çoğu taksi şoförü neşesi azalmış veya neşelenmeyi bir çabayla başaran kişilerdir. Bana göre onların hayatları daha çok yorgunluk ve hüzündür. Eskiden olanın tersine, bugün meslek erbabının devam ettiği, manevî olarak doldukları bir takim sohbet halkaları veya buna benzer çalışmalar da belki zayıf kaldığından, taksi şoförleri ihtiyaç duydukları ve hak ettikleri moral desteğinden de yoksundurlar.

Bir taksi şoförüyle konuşuruken, o bana acı dolu bir sesle bana şunu anlatmıştı: Bir gün arabasına aldığı birisinin bir dolandırıcı olduğunu ve köylüleri dolandırmış bulunduğunu öğrenmiş. Taksiye binen kişi, "nasılsa beni bir daha göremez veya bulamaz" diye bu taksi şoförüne "kahramanlıklarını" anlatmış. Zavallı taksi şoförü ise o günden beri bu bilginin ağırlığı altında eziliyormuş ve uykusuz geceler geçiriyormuş.

Farklı sürücüler: Taksilerde okumalar ve dinlemeler yaparak öğrenmek

Bu yorucu hayatı bir şekilde farklı hâle getirebilen sürücülere de rastladım. Bir keresinde park etmiş taksiye binmek istedim ve o sırada sürücünün kitap okumakta olduğunu gördüm. Sonradan öğrendiğime göre, müşteri beklerken dünya klasiklerini okurmuş. Yine Almanya'da bir taksiye indiğimizde sürücünün yanındaki koltukta Farsça kitaplar gördüm ve bunların neler olduklarını sorunca edebiyat kitapları olduklarını öğrendim. Onlardan birisi ise Hazreti Mevlana'nın Mesnevî'siymiş. Araba sürerken okuyamayacağı için, ezberinde Mesnevîden hiç dize olup-olmadığını sordum. O da İngilizce olarak bana: "Farsça biliyor musunuz" diye sordu. Ben de bunun üzerine Farsça bilmediğimi, ama o dili çok sevdiğimi ve az-çok Mesnevi'yi tanıdığımı söyledim. O da ezberindeki dizeleri okumaya başladı ve ben de onu dinlerken, Farsça ile Türkçe'de bulunan çok sayıda kelime olduğundan hemen "Mohkem" "Mohteşem" gibi kelimelerle neşemi ifade ettim. Derken Berlin Tegel havaalanına ulaştık ve bana da bu güzel hatıra kaldı.

Bir başka gün binmiş olduğum takside, şoför belli radyo programlarını düzenli olarak takip ettiğini söylemişti; böylece farklı konularda ve genel anlamda kültürünün arttığını söylemişti. Bir başka sürücü de TRT radyolarınan birisinde yayınlanan bir programda okunan "Küçük Ağa" adlı romanı dinliyordu. Her gün, aynı saatte yarım saat kadar bu romandan bölümler okunuyormuş.
Dünya küçük

Bir akşam uzak bir semtten taksiyle dönmek durumunda kalmıştım ve bir taksi durdurdum. Şoför bana üniversite öğrencisi olan yeğenini de evine götürmek istediğini söyledi. Ben de üniversiteli yeğenine incelik yapan bir dayıya katkım olsun diye, delikanlının da bizimle gelebileceğiniz söyledim. Buna izin vermeyip izin vermeyip başka bir taksiye binebilirdim, çünkü bulunduğumuz mevki, taksi bulmakta güçlük çekilen bir yer değildi. Ben reddetseydim, hem müşteri kaybedecekti hem de yeğenini götürmek için zaman ve yakıt harcayacaktı. Fakat bu taksi şoförü, benim yollarını o zamanlar bilmediğim o semtten getirirken, yolu uzattı. Ben o zaman o semtin güzerhâını pek bilmiyordum ve uzun bir yoldan gidiyor olduğumuzu hissetmiş olsam da, bir şey diyemedim. Üniversitede okumakta olan genç bir insanın yanında bir eğitimciye bu "tilkiliği" yapmıştı. Hatta benzin almak üzere benzin istasyonunda durduğumuzda, kendime bir şeyler alırken, onlara da bir şey isteyip-istemedikelrini sormuştum! Ve bugün de aynısını yaparım. Taksi şoförünün uzun yolu tercih etmiş olması da normal ücretten fazla bir para ödemem anlamına gelmişti. Veee günlerden bir gün aynı taksi şoförüne denk geldim ve onunla güzel bir konuşma yaptım!

Bir başka taksi şoförüne bunları anlattığımda, bu türden kişilerin sebepsiz yere para kaybettiklerini, çok sık kaza yaptıklarını ve bir şekilde huzursuz olduklarını anlatmış ve bu düşüncesini destekleyen örnekler vermişti.

Dürüst şoförler

Bozuk param olamdığı için laptopumu veya diğer eşyalarımı almadan taksiden çıktığım olmuştur. Hepsinde de şoförler, beni beklemişlerdir ve paralarını verip eşyalarımı almışımdır. Hatta bu tavrımı bir taksi şoförüne anlattığımda: "Aman ağabey, bunu yapmanizi tavsiye etmem, ne de olsa biz de insanız ve bizde de fırsatçılar var!" demişti. Nazik taksi şoförleri size gitmek istediğiniz hangi yoldan gitmek istediğinizi sorarlar, buna şaşırmayın. Çünkü bazen hızlı yol, masraflı olabiliyor. Haklı olarak, bu konuda sizin karar vermenizi istiyorlar. Nasıl olması gerektiğini söyleyin; yani masraflı da olsa, hızlı gitmek istiyorssanız, neyi seçtiğinizi bilin ve sonradan şoföre darılmayın.

Hırsızlar

Ama "bana sahte para verdiniz!" diyerek dikkatinizi dağıtıp size eksik para üstü veren taksi şoförüne de rastladım. Bir gün kızımızı acil servise götürmek için taksiye bindik. Hastaneye geldiğimizde, inerken, eşim bana 20 TL verdi ve ben de bu parayı taksi şoförüne ilettim. Taksi şoförü: "Bu para sahteye benziyor!" diye 20'lik banknotu bana geri verdi. Ben merakla paraya bakarken eşim ona başka bir 20 TL'lik banknot uzattı. Adam eşime 10 TL üstü verdi. eşim 20 TL vermiş olduğunu söyledi, adam da şaşkınlıkla "50 TL vermediniz 10 TL verdiniz" dedi. Çocuk hasta olduğu için hafif bir telaş içindeydim ve şaka yollu: "Yani şoför Bey bize şu klasik numarayı mı yapıyor?" dedim, şoför afalladı, gülümsedi ve biz arabadan indik. Araba uzaklaşırken eşim bana: "Evet o klasik numarayı yaptı ve fazladan 10 TL aldı" dedi. Zaten adam kendisini ele vermişti. Telaffuz ettiği "50 tl" kelimesi, sahte dediği 20 TL yerine daha büyük bir banknot olan "50 TL" beklediğini ortaya koymuştu. Fakat "30 TL" yerine sadece 10 TL'mizi çalabilmişti.

Bizden 10 TL çaldı; çoluk-çocuğuna harcadıysa "helal olsun, eşi veya yavruları haram lokma yemiş olmasınlar" diyorum. Gerisi Allah'ın bileceği iş.

Dikkat edilmesi gereken noktalar:

Taksi şoförlerini rahatsız eden şeyler:

Tek başınıza veya iki kişi taksiye binerken, çocuklar gibi öne, yani şoförün yanına oturmayın. Şoför için çok rahatsız edici bir şey. Bunu ben de anlamam! Neden arkada rahat rahat oturmak varken ön tarafa oturayım ki? Taksiye kalabalık bir şekilde bindinizse, o zaman durum başka!
Taksi sizin malınızmış gibi davranmayın; bir şey istiyorsanız, rica ederek söyleyin.

Gitmek istediğiniz yeri ve önceliğinizi tam olarak söyleyin; Yani ne pahasına olursa olsun kısa zamanda mı gitmek önemli, yoksa uzun bir güzergâhtan normal zamandan mı gitmek önemli? Bazen otobandan gitmek hızlı oluyor, ama taksimetre daha fazla yazabiliyor.

Beni rahatsız eden şeyler

Taksilerde para üstünün verilmemesi. Özellikle yanımdaki kişinin misafirim olduğunu görünce veya eşiniz dışında bir bayanla (iş arkadaşınız, öğrenciniz, akrabanız vs) birlikteyseniz, bunu yapıyorlar. Çünkü misafirinizin veya bir bayanın yanında birazcık para için konuşmayacağınızı biliyorlar.

Bazı taksi sürücüleri, yanınızdaki kişiyle sohbete daldıysanız, yolu uzatabiliyorlar. Çünkü siz sohbet ediyorsunuz ve hangi yoldan gittiğinizi farketmiyorsanız veya yanınızdaki kişi dolayısıyla 10-15 tl için tartışmayacağınızı düşünüyorlar.

Ailece taksiye bindiğimde taksi şoförlerinin sigara içmeleri. Yalnızken pek ses çıkarmam, zira tiryakileri anlayabiliyorum.

Pilavcının isyanı

Bir akşam İstanbul semtlerinin birisinde pilav yiyorum. Yakındaki taksi durağında sıra bekleyen taksi şoförlerinin tatsız konuşmalarını ve atışmalarını dinlemek zorunda kalıyordum. Pilavcıya: "Burası hep böyle mi?" diye sordum. O da: "Hiç sorma ağabey, bunların böyel konuşması yüzünden millet pilav yemek istedikleri hâlde burda durmuyor; iş yapamıyoruz" dedi. Düşünün: Yakındaki bir grup insan rahatsız edici bir şekilde konuşurken, siz orada durup yemek yer misiniz veya alış-veriş eder misiniz?

Taksi sürücülerine eğitim

Taksi şoförlerine çok ciddî bir manevî ve moral taksviyesi yapılması gerektiğine inanıyorum. İnsanlarla bu denli iç içe olmak, hiç de kolay olmayan, insanı yoran ve bazen tüketen bir deneyim olabiliyor. Onlarla geniş bir mecliste sohbet etmeyi ve hayatla ilgili sıkıntılarını öğrenmeyi ve ona göre taksilerini sürerken neleri dinleyip-moral kazanabileceklerini anlatmayı isterim. İnanıyorum ki bir İstanbul çocuğu olarak, onlarla çok ilginç sohbetler edeceğiz. Taksi şoförleriyle ilgil olarak başrollerini Tom Cruise, Jammie Foxx ve Jada Pinkett Smith'in paylaştığı "Collateral" adlı filmi öneririm: ,taksisine bilmeden bir kiralık katili alan kibar bir taksi şoförünün başına gelenler anlatılmaktadır. Ana olay etrafında dönen diğe rolaylar çok ilginç.

"Collateral-Rehin" adlı filmin linkine ulaşmak için bu satırları tıklayınız.
-----------------------

SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI

AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com

(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR


(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)




(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)
-------------------

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder