20 Mayıs 2017 Cumartesi

DÜŞÜNMEK DE BİR İŞTİR

                              BİRUNİ ÜNİVERSİTESİNDE...

Girişimci ruhun teşvik edilmesi ve beslenmesi herkes için önemli. Çünkü fikirler ne kadar güzel olurlarsa – olsunlar hayata yansımaları beklenir. Girişimcilik, her zaman dile getirmeye çalıştığım bir değerdir. Bununla birlikte düşülen farklı bir tuzak da, öne çıkmanın veya medyatik olmanın sıklıkla girişimcilikle karıştırılması. Ayrıca, bütün girişimcilerin yararlandığı mentorlerin, fikir vermeyi seven, ama  göze batmayı sevmeyen insanların da bulunduğu gerçeği gözden kaçıyor.

Hem sağlam bir teoriye sahip bulunmak, hem de aktivist olmak herkese nasip olan bir şey değildir. Sağlam ve doğrudan ödün vermeyen bir teori oluşturduğunuz hâlde, aktivist olmayabilirsiniz. Bu durumda aktivistlere düşünsel açıdan destek vermeyi de tercih edebilirsiniz. Bir yandan düşünürlerin veya düşünür mizaçlı insanların aktivistlerin göremediği şeyleri görme şansları da yüksektir. Çünkü bir kenarda okur, dinler, seyreder, araştırır, biriktirirler ve bunlar onları yeni düşünsel ufuklara götürür.

Başka bir hatamız da, kendisinin o türlü projeleri olmadığı hâlde, başka birisinin kaliteli projelerine destek verenlere dönüp “sen de yapsana” demektir. Bir insanın, her türlü projeye el atmayı bırakın, her türlü projenin içinde olması mümkün değildir. Ve içinde olmadığı veya olmayı düşünmediği bir projenin de eksik yanlarını, nasıl daha iyi olabileceğini görebilir ve farkındalığını paylaşmayı tercih edebilir.

Bu türlü fikirlerinden yararlandığımız insanlara hakkıyla teşekkür etmeyip, “çok akıllı olsa kendisi bu projeyi gerçekleştirirdi” şeklindeki düşünce tarzına kapılmak da ayrıca bir eksikliktir. Elbette teorisi, fikri kuvvetli insanların da projeleri olsun isteriz ve genellikle vardır, bu projeler sizin projeleriniz gibi olmayabilirler. Ennihayetinde size ve hedeflerinize katkı sağlamışsa, size düşen önce hakkıyla teşekkür etmek, sonra da kibar bir şekilde “üstat sizin de (yeni) projelerinizi bekliyoruz” demektir.

Farklı bir alandan örnek vereyim. Meselâ şiirleri bestelenen şairler vardır. Söz konusu şairleri “sen niye şarkı söylemiyorsun” diye eleştirdiğimizi hatırlamıyorum. Farklı bir örnek daha vereyim: Kayahan hem besteci, hem de yorumcudur. Nilüfer ise sadece yorumcudur. “Nilüfer sadece yorumcu, beste yapmıyor” diye, onun şarkılarını dinlememezlik etmiyoruz. O da “ben besteciyim” diye bir iddiaya sahip olmadığı göre, neden Nilüfer’i dinleme keyfinden mahrum kalalım?

Ayrıca Kayahan’ın bazı bestelerini Nilüfer daha iyi yorumlayabilir veya Kayahan ona göre besteler de yapabilir. Her iki durumda aslında Nilüfer, kendi ünü kadar Kayahan’ın namını ve ününü de pekiştirmektedir. Kayahan’ın “sen beste yapmıyorsun” diye Nilüfer’e şarkı vermediğini veya Nilüfer’in Kayahan’a “kendi söylemediğin şarkıları bana niye veriyorsun?” dediğini düşünsenize ne kadar komik olurdu. Nilüfer’in de Kayahan gibi hem beste, hem de yorum yapmasını isterdim. Güzel eserler ortaya çıkabilirdi. Fakat Nilüfer’i suçlayacak hâlim yok. Bu arada Kayahan gibi olmak da, sık rastlanan bir şey değil.

Aslında seyirciye oynamayan, doğru bildiklerini nezaketle yazan bir teorisyen de ciddî bir girişimcidir. Yani başarıya giden kısa yollara girmiyor, insanların zaaflarından yararlanmıyor, bazen sevimsiz görünme bahasına o zaafları gidermeye çalışıyorsa, bu da girişimciliktir. Bu tavrın da ödüllendirilmesi gerekir. Bu konudaki zaafımızı örtmeye çalışır gibi “sen de girişimci olsaydın” demenin bir anlamı yok.

Yazımı kendi yazdığım kısa bir öyküyle sonlandırayım:
Varlıklı bir adam bir gün yolunu kaybeder. Bir köye yolu düşer. Bir köylü onu misafir eder. Misafir kendisi gibi bir çok insanın bu köye misafir olduğunu tahmin eder ve onu konuk eden köylüye sorar: “Dede, belli ki sen bir çok insanı misafir etmişsin. Peki onların sana bir teşekkürü, sana bir faydaları oldu mu?” İhtiyar bilgenin cevabı şu olur: “Burdan ayrılırken bu sorunun cevabını sen vereceksin, genç adam. Bu sorunun cevabı sende.”
------------------

SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI

AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI
Kitabın Tanıtım Videosu
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com

(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR


(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)




(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)
-------------------


SOSYAL MEDYADA YAPMIŞ OLDUĞUM BİLMİŞLİKLERDEN SEÇMELER :)




Ateşin yakıcılığı konusundaki farkındalığınız, ateşe karşı mesafeli olmanızı sağlamıyorsa, işlevsel değildir.

Bir gün bir öğrencim "yaşınız dolayısıyla hayat hakkındaki farkındalığınız, kimi şeylerin cazibesini azaltıyor mu?" diye sordu. Ben de "azaltmıyor, lâkin filmin devamını bildiğin için uzak durabiliyorsun" dedim. (Kendi cevabımdan çok öğrencinin sorduğu sorunun güzelliğinden dolayı iletiyi yazdım.)

Kadınları anlamak yorucu, onlarla ilgili olarak anladıklarını onlara anlatmakta zorlanıyorsun.

Biraz tezgâhtarlığım var ise, onu da, öğrencilerimi, danışanlarımı kendilerindeki kapasitenin varlığını fark etmeleri veya kapasitelerinin farkında olup, tembellik yapıyor iseler, bundan vaz geçmeleri için kullanıyorum.

İnsanlarla çabuk iletişim kurarım. Lâkin şu tezgâhtarlığı da öğreneydim iyiydi. 

Prof. Dr. Aziz Sancar'ın söylemi eksiktir. Gerçek durumu acıklamıyor. "Emperyalist" Amerika'ya gitmeyip Cumhuriyet Türkiye'sinde tırmalamaya devam etseydi, Nobel ödülünü ancak ruyasında görürdü. Bunu hepimiz biliyoruz.

Sınıfta çok az öğrenci olması dışında, hiç bir zaman öğrencinin teneffüs hakkını oya sunmam. Ders arası yapmak isteyen 1 öğrenci bile olsa, derse ara veririm. Piknik yeri seçerken oylama olur; temel insanî haklarda oylama olmaz. Çoğunluk azınlığı ezemez. Hele nispî çoğunluk, geri kalanı hiç ezemez.

Nispi çoğunluğu elde etmek, seni desteklemeyenleri ötekileştirme aracı değil, onların da gönlünü alma fırsatıdır. Çünkü nispî çoğunluk suda yüzen yaprak gibidir. Bir gün burda yarın orda.

Derler ki sigara odasında sigara içmek tiryakiye keyif vermezmiş. Benim de aşk edebiyatının gereğinden fazla yoğun olduğu bir dünyada aşktan söz etmeye hevesim kalmadı. Baydı cidden....
Yazının bütününe ulaşmak için TIKLAYINIZ 

------------------

SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI

AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI
Kitabın Tanıtım Videosu
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com

(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR


(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)




(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)
-------------------