25 Ocak 2018 Perşembe

GÜLÜMSEYEN OKUL: ÖZEL BOSTANCI DOĞA OKULU



Şairler sadece durumu anlatmakla yetinmeyip duyguları da okuruna taşımak için imgeler kullanırlar. Meselâ “seni gördüğüm zaman çok seviniyorum” demek yerine, sevdikleri kişiyi gördüklerinde nasıl bir ruh hâli içinde olduklarını ve hayatın onlara nasıl neşeli göründüğünü anlatmak için “ağaçlar kuş gibi gülerdi” derler. Ağaçlar gülerler mi? Peki kuşlar gülerler mi? Ne ağaçlar, ne de kuşlar gülerler. Veya en azından bizi bildiğimiz şekilde gülmezler. Ama bu imgeyi okuduğumuz veya işittiğimiz zaman, neşeleniyoruz ve şair, kendi yaşadığı hissi – ruh hâlini bize taşımış oluyor!

Benim bilim insanlarına, yöneticilere, iş adamlarına vs. şiir okumayı tavsiye etmemin sebeplerinden birisi de budur: Yani hayata biraz uçuk bir şekilde bakmayı öğrenmek... Meselâ verdiğim örnekteki gibi. Ağaçlar gülüyorlar. Kuşlar da... Peki bir idareci olarak düşünürsek, ağaçların gülmesi gibi, bir kurum nasıl gülümser? Başka bir deyişle bir kurum, ona uzaktan bakan veya içinde dolaşan birisine ona ve içindeki herkese gülümsediği hissini nasıl verir?

Aslında ziyaret etme şansını yakalamış olduğum diğer bir kaç Doğa Okulunda da aynı mütebessim havayı gördüm. Bununla birlikte, orada çalışmakta olduğum ve dolayısıyla çokça vakit geçirdiğim için, bu konuyu Özel Bostancı Doğa Koleji üzerinden ele almam daha yerinde olur.

Bostancı Doğa Lisesine ilk görüşme için gittiğim zaman, okul güvenlik görevlilerinin nezaketi, bahçenin temizliği, kampüste yıllardır yaşamakta olan emektar köpeğimiz Bam Bam'ın beni kendince selamlaması ve okul binasının uzaktan ışıldayan temiz görüntüsü bana, sanki bu kampüsü yıllardır tanıdığım hissini vermişti. Binaya uzaktan baktığımda ve içeriye girdiğimde, insanların yanı sıra hakikaten binanın da bana gülümsediği hissine kapılmıştım.

Bugün de bu tebessümün gerçek ve samimî olduğu fikrindeyim. Bu samimî tebessümü kendince güçlendiren bir eğitimci - çalışan olma çabası içindeyim. 

Elbette, bu durum idarecilerimiz başta olmak üzere, öğretmenlerimizin, okulumuzun diğer çalışanlarının, öğrencilerin, kısaca herkesin ortak eseri.

Dilerim Bostancı Doğa başta olmak üzere, bütün Doğa okulları hep böyle mütebessim kalırlar ve bu durum ülkemin bütün okullarına da yayılır.
------------------
Özel Bostancı Doğa Okulu Websitesi
-------------------
savassenel@gmail.com, savassenel@yahoo.com
--------------
Savaş ŞENEL Kitapları - Tercümeleri
----------------

24 Ocak 2018 Çarşamba

BUNLARA BEN ÇOK ŞAŞIRMIŞTIM, SİZ DE OKUYUNCA ŞAŞIRACAKSINIZ! BEN ARTIK GÜLÜP-GEÇİRİYORUM!


Bu yazımda sizlerle şaşkınlık veren anılarımı paylaşacağım. Bunların ortak noktası aldığım ikazlar ve tepkilerdir. Elbette değişik kusurlarımla idarecilerimden haklı ikazlar veya tavsiyeler almışlığım vardır. Fakat bu yazımda biraz daha “tuhaf” ikazlardan söz etmek istiyorum.

Anadilde okumalar

Birinci olay şuydu: Bir zamanlar ÖSS sınavı için “YDS İngilizce” diye adlandırılan, şu anda LYS-5 İngilizce adı verilen bir sınava hazırlık dersleri veriyordum. Öğrencilerin anadillerindeki yetersizliklerinin, hem İngilizce’yi hem de diğer dersleri etkilediğini düşünüyordum. Dolayısıyla onlardan Türkçe dersine giren hocalarından bir okuma listesi almalarını ve günde 10 sayfa okumalarını istedim. Yanlış anlamalara sebep olmamak için ben kitap tavsiye etmedim, yalnızca “çeviri eserlerden kaçının, çünkü çevirileri kaliteli olmayabiliyor, Türk klasikleri tercihimdir” dedim. Derken bir grup öğrenci “biz buraya Türkçe değil, İngilizce öğrenmeye geldik” diye beni idareye şikayet etti. Ama sağolsunlar idarecilerimiz bana ve diğer hocalara arka çıktılar. Şu anda kendi anadilinde okuyup-anlama düzeyimizin çok düşük olduğu söyleniyor. Demek ki doğru yoldaymışım! Yazının bütününe ulaşmak için bu satırı tıklayınız

-----------------
İngilizce Kolay Facebook
İngilizce - Yabancı Dil Öğrenmede Danışmanlık Hizmetimiz
-------------------------

SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI

AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI

Kitabın Tanıtım Videosu
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com



(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR


(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)





(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

-------------------

6 Ocak 2018 Cumartesi

RENK KÖRLÜĞÜ, FARKINDALIK, SEVİNÇ VE HÜZÜN...


Bu aralar karşıma sıklıkla çıkan bir videonun konusu, renk körlüğünden muzdarip olan kişilerin renk körlüğünü ortadan kaldıran bir gözlüğü ilk kez taktıkları anlar. Renk körlüğü konusunda yaptığım kısa bir araştırmada iki çeşit renk körlüğü olduğunu gördüm: Bir tanesinde hayatı siyah beyaz görüyorsunuz. Diğer türünde ise, kırmızı, mavi veya yeşil renklerinden birisini göremiyorsunuz.

Bu videolarda renk gözlüğünü gideren gözlüğü ilk kez takan kişilerin hangi türde bir renk körlüğünden muzdarip olduklarını hatırlamıyorum. Bununla birlikte tanık olduğum şey, gözlüğü taktıkları zaman yaşadıkları ilginç şaşkınlık.

Bu şaşkınlıkta iki duygunun yer aldığını düşünüyorum veya en azından “ben o durumda olsam öyle hissederdim” diyebilirim. Birisi tabiatın renklerini oldukları gibi, daha canlı görmenin getirdiği sevinç, ikincisi de bu şanstan yoksun olarak yaşanmış yıllara dair hüzün.

Bu deneyimi yaşayan, özellikle yaşlı insanlarda hüzün tarafının daha güçlü olduğu fikrindeyim. Düşünsenize 60 yaşındasınız ve etrafınızdaki renkleri onca yıldır gerçek güzellikleriyle görmediğinizi fark ediyorsunuz. Onca yıl, göremediğiniz kimi renklerin yoksunluğuyla bozulmuş kompozisyonları seyretmiş olduğunuzu anlıyorsunuz. Çünkü bir rengi görememek onun yer aldığı bütünün görünüşünü de kuşkusuz etkiliyor. Hele renk körlüğünün en ağır biçimi olan ve Anopia Monokromatik - Tam Renk Körlüğünü yaşayan, yani etrafını siyah-beyaz gören kişiler için de bir gözlük varsa, onların bu gözlüğü taktıkları zaman neler hissettiklerini hayal bile edemiyorum!

Benzer şeyleri ben kimi kitapları okuduğum veya kimi konuşmaları dinlediğim zaman yaşıyorum. Üniversitede çalışırken Çocuk Gelişimi Bölümü öğrencilerine şu cümlelerle takılırdım: “Sizin ders kitaplarına bakmıyorum. Benim iki çocuğum var ve şükürler olsun ki büyüdüler. Şimdi o kitapları okuyup geçmişte kimi şeyleri yanlış yapmış olduğumu fark etmek istemiyorum!”

Bir gün bir gün bir kafede denize karşı kitap okurken, kitapta bana hayret veren bir ifade okuyunca “bu öğrenmenin sonu yok mu?” diyerek kitabı masaya fırlattığımı hatırlıyorum.  Neyse ki kafe sakindi de, etraftan bana bakanlar olmamıştı!

Kendi adıma konuşursam, yeni bir şeyler öğrendiğimde, bu öğrenmenin yüzüme vurduğu şey, daha önce tekrarlamış olduğum hakikaten büyük bir yanılgı değilse, artık fazla üzülmüyorum. Yani “keşke bunu daha önce bilseydim” telaşını yaşamıyorum. Daha çok yeni bir şey öğrendiğime seviniyorum. Çünkü bir eğitimciyim ve kimi açılardan kaybolmuş yılların deneyimini, öğrencilerime ve okurlarıma taşıyabilirim.

Aile toplantılarımızda zaman zaman çocuklarıma kimi zaman şunları söylüyorum: “Ben yeterince hata yaptım. Deneyimlerimi sizinle paylaşayım, aynı veya benzeri hataları yapmamanız konusunda size yardımcı olayım. Kendi yolunuzda hata yapacaksanız, bunlar benimkilerden farklı ve ilerleme gösteren hatalar olsun” dediğimi hatırlıyorum.” Elbette ağır hatalar yapmalarını istemem.

Size garip gelebilir, ama geçmişteki yanlışların farkına varma endişesinin de insanları öğrenmekten alıkoyan bir etken olduğunu düşünürüm.  Bu korku zehirlidir. Çünkü bu şekilde kendinizi, fark etmekten bile ürktüğünüz yanlışları yeniden yapmaya mahkum ediyorsunuz.

Öğrenmeye devam...
------------------

SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI

AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI
Kitabın Tanıtım Videosu
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com

(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR


(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)




(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)
-------------------