25 Aralık 2009 Cuma

Kendi kuzularınıza nasıl davranılmasını istiyorsanız, başkalarının kuzularına da öyle davranın!



Uzun zamandır gözlemlediğim şeylerden vardığım bir sonuç da, insanlarla buluşma noktalarınızın onlara karşı olan duygularınızı biçimlendiriyor oluşudur. Bu buluşma noktaları önceleri keyifli gelebilir. Mesela yalancı şahitlik yapan birisini düşünelim; Böylesi rezil bir işten para kazandığı için önceleri keyif de alan birisi, sonraları, bedava ve emeksiz kazandığını sandığı para için, aslında büyük bir bedel öder; kendi cinsine-insanlara karşı güvenini yitirir, başkalarının hatta kendileri için yalancı şahitlik yaptığı kişilerin ona saygısı kalmaz ve kendisi de herkesi yalancı olarak görmeye başlar. İnsanlarla buluştuğunuz projeler ve ortak çalışma tarzınız, sizin hayata küsmenize veya hayatla barışık yaşamanıza sebep olabilir. Başka bir tabirle, insanlarla buluşma noktanız birlikte işlediğiniz "yanlışlarsa", kendiniz de bunun bir parçası olduğunuz hâlde ve belki de aslında kendiniz bunun bir parçası olduğunuz için, insanları "günahkâr" olarak görmekten ve onlardan ürkmekten kendinizi alamazsınız.
Ölçüsüz ilişkiler-Acı hayatlar
Sözgelimi, karşı cinsle sınırsız ilişkiler kurmaktan çekinmeyen, bunun için muhataplarının her türlü zaafını kullanan, önceleri bundan keyif alan, ama sonraları yavaş yavaş her kadını günahkâr ve güvenilmez görme eğilimine kapılmış olan erkekler gördüm...Yazının devamını okumak için, lütfen bu satırları tıklayınız.
-----------------------

SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI

AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com

(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR


(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)




(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)
-------------------

Kısa Notlar: Radyoculuk günlerim, Kürtçe yayın, yabancı dil, dostlar vs.



Radyoculuk günlerimden bir anı: Kürtçe yayın

Bundan 6- veya 7 yıl önce Burç FM'de programlar yapıyordum. Bazılarında yabancı müzik, bazılarında ise etnik müzik yayınlıyordum. Pakistan'dan, Asya'dan, adı sanı duyulmamış Afrika ülkelerinden ve daha bir çok ülkeden şarkılar yayınlamak çok hoşuma gidiyordu. Dinlediğim albümlerin yüzlerce olduğunu söyleyebilirim. Şarkıları "acımazsızca" eleyip, hoşuma gidenleri dinleyiciyle paylaşıyordum. Sonra aklıma Kürtçe şarkılar yayınlamak da geldi. Radyo yönetimine bu isteğimi ilettim, ama radyo yönetimi, böyle bir şey için uygun bir zaman olmadığını söyledi. Onlara hak vermiştim ve şu anda düşündüğümde de hak veriyorum. Mesele, Kürtçe şarkılar çalınması değildi; esas etkenler, dinleyicilerin bunu nasıl algılayacakları, konjunktür vs. gibi şeylerdi. Yoksa, Kürtçe şarkı çalınması, bana çok doğal geliyordu.
Afrika'dan veya Kâzım Koyuncu'nun farklı dildeki şarkılarını çalıyordum; Neden Kürtçe de olmasındı! Bugun olsa Kürtçe şarkılar çalarım. Burada ayıp edenler, bu özgürlüğü kötüye kullananlar olur, yoksa Kürtçe şarkı dinlemek veya kürt olmak, terörist olmak anlamına gelmez ki bu açıklama bile çok komik aslında. Ama bu rahatlıklar bazılarını şımartıyorsa, onları uyarmak lazım, Kürtçe'nin bir kabahati yok! Benim saygı duyduğum düşünürlerden birisi Kürttür, başka birisi Lazdır, bir diğeri başka bir etnik gruba aittir. Yıllarca, Kürt arkadaşlarla aynı öğrenci evini paylaştık. Ben insanların ırklarından çok, paradigmalarına bakıyorum! Ama bir Kürt kardeşim de, geçmişte yer almış olan ve aslında Kürt-Türk herkesin yaşadığı sorunları, terörist olmak, çoluk-çocuk demeden insanları katletmek vs. için mazeret yaparsa, o da büyük, ama büyük ayıp etmiş olur! Cinayet işlemek, hiç bir ırk için imtiyaz değildir!

Dillerin kutsallığı

Yabancı dil konusunda bana yeni bir bakış açısı kazandıran bir olayı okumuştum. Vaktiyle bir İslam Alimi yerde bir kâğıt görünce, onu alır, temizler ve yüksekçe bir yere koyar. Onun bu tavrı üzerine, çevresindekiler, kâğıtta Arapça veya dinî bir metin olduğunu düşünürler. Merakla kâğıda bakarlar ve kâğıtta aslında Fransızca bir şeyler yazılı olduğunu görürler. Bu durumda, hemen Üstada dönüp, merakla, onun neden bu kâğıdı özenle temizlediğini sorarlar. O da, Kutsal Kitapta-Kur'an-ı Kerim'de kalem ve yazı üzerine yemin edildiğini; dolayısıyla yazının hangi dilde olursa olsun yazının kutsal ve önemli bir şey olduğunu ve o kâğıdı bu sebeple yerden alıp temizlediğini söyler.

Bazı dilleri konuşan insanların veya milletlerin bazı özelliklerine ısınamamış olabiliriz. Ama onların dilleri birer hediyedir. Mesela İspanyolların Aztek uygarlığına yaptıklarını veya Avrupalı göçmenlerin Yerlilere yaptıklarını düşünmek bile istemem, ama İspanyolcayı da, İngilizceyi de seviyorum. İran'ın yönetim tarzı, bana uzak gelir, ama Farsça çok şiirsel bir dildir; bir şiir dilidir. Bu örnekleri çoğaltabiliriz.
Mesela Pablo Neruda'ın "Puedo escribir los versos más tristes esta noche" "Bu gece en hüzünlü dizeleri yazabilirim" adlı şiirini orijinal dili olan İspanyolca olarak ve Mevlana'nın Mesnevisini yazılmış olduğu dilde yani Farsça olarak dinlemek olağanüstü keyiflidir.

Meşgul olmak, meşgul dostlara, arkadaşlara, öğrencilere ve okurlara sahip olmak:

Siz, sevdikleriniz veya arkadaşlarınız, hayalleri ve netleşmiş hedefleri olan kişilerse ve bu hedeflere ulaşmak için çalışıyorsanız, bir araya gelmek zor oluyor! Bazıları yurt dışında oluyorlar, bazıları uzaklarda. Hayatta herşey bir paket: Bir şeylerin peşinde olmayı, hayatta bir vizyona sahip olmayı önemsiyor ve önerip-anlatıyorsanız, hâliyle, sizi de böyle olan veya böyle olmak isteyen okurlar-kişiler buluyor ve siz de bu tip kişilere yakınlık duyuyorsunuz. Onların bazılarıyla değerler alış-verişi çok zengin bir şekilde yürüyor ve gelişiyor. Ama bu sefer onlarla görüşmek ve uzun uzun kouşmak güç oluyor, çünkü hareket hâlindeler, çünkü böyle olmayı seviyorlar, çünkü siz de onların bu hâlini seviyorsunuz ve teşvik ediyorsunuz. Ama bir yandan da, sohbetlerini, seslerini ve bir şeyleri heyecanla anlatmalarını da özlüyorsunuz!
İllâ ki görüşüyorsunuz, ama bu sade ve sakin bir hayat süren insanların yapabildiği gibi sıklıkla olmuyor. Mümkünse ortak projelerde buluşup, daha sık görüşmeye çalışıyorsunuz. Diğer zamanlarda ise onların mutlu olduklarını ve güzel şeylerle ilgilendiklerini bilmekle teselli oluyorsunuz! Hayat bu, kendini de avutup-sevindirmeyi bilmek lazım! Özlemden veya kederden ölecek değiliz ya!
-----------------------

SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI

AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com

(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR


(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)




(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)
-------------------

Belediyeler ne işler yaparlar?



Bendeniz yakınlardan çok, uzaklarda bilinmeyi seven birisiyim. Kendi mahallemde pek tanınmam; kendi hâlinde, nelerle meşgul olduğu tam olarak anlaşılamayan, ama sempatik görünen birisi olarak yaşar giderim, ama bir yandan da Türkiye'nin neredeyse her yerinde yazılarım okunur ve bu saklı hâli de severim. Öyle ekâbirin-ileri gelenlerin olduğu yerlere pek sokulmam! Zaman bir tuhaf olmuş ve bazı güç sahiplerinin başa çıkamadıkları bir konu var: Menfaatçi insanlarlarla, adil bir şekilde de menfaat birliği yapabilecekleri kişileri, birbirlerinden ayırd edemiyorlar. Hâlbuki güç, para veya makam sahiplerinin bu beceri ve yetide olmaları gerekiyor. Güç, para veya makam çekici unsurlardır. İnsanların, bunlara sahip kişilerden destek veya yardım beklemeleri normaldir....Yazının devamını okumak için, bu satırları tıklayınız.
-----------------------

SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI

AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com

(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR


(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)




(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)
-------------------

Hayata hazırlık kursları: Üniversite kulüpleri




Yaşarken öğrendiğim şeylerden birisi, hedeflerle pazarlık etmemektir. Evet, ben de her şeyin bedelini ödeyemiyorum. Ama o şeyi ucuza getirmeye veya değerini inkâr etmeye de çalışmıyorum. “Kavgada yumruk sayılmaz” sözünü çok severim. Düşünün bir dostunuzu korumak için kavga etmek zorunda kaldınız: Kavgaya, zihninizde “20 yumruktan sonra kavgayı bırakırım” diye bir düşünceyle girdiğinizde, şansınız nedir? Evet, hayat bence kavga değildir, ama bu örnekten alınacak dersler var diye düşünüyorum!

Diğer önemli bir konu da şudur: Hedefin bedeli olan çalışmalarda ana etkinlikler olduğu gibi, tamamlayıcı etkinlikler de vardır ve bunlar da ana etkinlikler kadar hayatîdir. Yabancı dil derslerimden örnek vermek gerekirse, bir ders kitabı ve bir de onu bütünleyen ek dokümanlar ve çalışmalar vardır. Ne yazık ki, birçok öğrenci, ana ders kitabını okumak, üniteleri hızlıca geçmek isterler ve ek dokümanları çalışmayı zaman kaybı olarak görürler. Hâlbuki bu ek dokumanlar, konuların zihne daha iyi yerleşmelerini sağlarlar.

Yine birçok üniversite öğrencisi, okula devam edip derslere girmeyi, hedefleri için yeterli görürler veya böyle hissederler. Okuldaki etkinliklere ve kulüp çalışmalarına katılmak vs gibi şeyler, onlara birer “yük” olarak gelir. Mesela kantinde zaman geçirmek onları rahatsız etmezken, bir etkinliğe katılmayı zaman kaybı olarak görürler. Yani, hayatın sadece bilgi değil, aynı zamanda bir deneyimleme ve uygulama süreci olduğunu göz ardı ederler. Bütün bu çalışmaların provasını üniversite denen mikro planda, daha neşeli ve daha az stresle yapmadıkları, yani bir tür aşı yapılmadıkları için, okul sonrası hayat, onlara daha sert bir şekilde toslar. Evet derslerde öğrendikleri şeyler lüzumsuz değildirler, ama sadece derslerle yetinen mezunlar, sanki sabah-akşam sürücülük kitabını okumuş, ama hiçbir zaman direksiyon başına geçip araba sürmemiş kişiler gibidirler.

Kişiyi hayata hazırlamak konusunda üniversitelerdeki ders dışı etkinlikleri ve kulüp çalışmalarını çok önemsiyorum. Ülkemizde her yıl 1 milyon kişinin 18 yaşına girdiği belirtiliyor. Genç nüfusun ve üniversite mezun sayısının bu denli yüksek olduğu bir ülkede şirketlerin, kurumların ve organizasyonların çalışanlarını bulması zor da değil ve sadece diplomaya bakmadıkları da açık. Bunca aday arasında seçim yapabilmek için, her artı özelliğin göz önüne alınacağı da aşikâr. Sözgelimi 50 kişinin işe alınacağı şirketinize 1000-2000 kişi başvurduysa, siz de adayları elemek için sebepler aramaz mıydınız? Üniversite diplomasına sahip olmakla birlikte, iletişim, liderlik veya takım çalışması becerilerini daha okuldayken geliştirmiş veya bu yönde çaba göstermiş bir mezuna öncelik vermez miydiniz?

Evet, kulüp çalışmaları, iş dünyasının veya okul dışı dünyanın tamamen aynısı değillerdir. Ama tamamen farklı da değillerdir. Bu durumu mesela Afyon Kocatepe Üniversitesi İşletme ve Ekonomi kulübünün organize ettiği çalışmalarda ve diğer öğrenci kulüplerinde gördüm. Benim de bir eğitimci olarak katılmış olduğum bu eğitim programlarını organize eden ekibin ve katılımcı öğrencilerin çok şeyler kazandıkları açık. Konuşmacıların nitelikleri, katılımcıların ciddiyeti ve sayısı, bu işin ciddî ve istikrarlı bir sürecin sonucu olduğunu gösteriyor. Bu gençlerin bir şeyler organize etme ve başarma konusunda antremanlı oldukları ve okul sonrası da birçok projeye imza atacakları veya katılımcı olacakları apaçık.

Elbette: “Dersleri ihmal edin” demiyorum, “Hayatı da öğrenin!” diyorum.


-----------------------

SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI

AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com

(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR


(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)




(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)
-------------------

22 Aralık 2009 Salı

Çekici olma çabasının kişisel imajla çatışması!


Çekici olmak ifadesini sıklıkla duyuyoruz. Çekici olmak isteyen kişilerin bu denli çok olması veya çekici olma arzusunun kişileri bu denli sarmasının sebepleri üzerinde durulabilir. Bununla birlikte ele almak istediğim konu, çekici olma çabasıyla kişisel imajın çatışabildiğini sıklıkla görüyor olmamdır.

Bir erkek olarak, özellikle kadınlar için, çekici olmanın çok da zor olmadığını düşünmüşümdür. Çünkü karşılarında kolayca “çekilebilen” bizler, yani erkekler varız. Gerçi, bir erkek için çekici olan bir kadın imajıyla, bir başkası için çekici olan kadın imajı farklı olabilir ve hatta genellikle farklıdır. Ama genel anlamda, bir kadının çekici olmayı başarabilmesi oldukça kolay gibidir...
Yazının devamını okumak için, bu satırları tıklayınız
-----------------------

SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI

AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com

(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR


(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)




(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)
-------------------

Makyaj-Güzellik ve Resim-Çerçeve ilişkisi


Sanki makyaj biraz da veya aslında bazen büyük oran da resme müdahale anlamına gelmektedir. Ama şimdilik kadınların makyaj yapmalarını var olan bir güzelliği, fotoğraf veya resimdeki çerçeve gibi kullandıklarını düşünelim. Bu açında bakınca, resmin temasıyla ve çerçevesi arasında akla yakın ve estetik bir ilişki olmalı diye düşünürüm. Çerçevenin, temanın önüne geçtiği ve hatta onu devreden çıkardığı durumlar da oluyor. Çerçevesini çıkardığınızda resmin iyice silikleştiğini ve hatta neredeyse kaybolup-gittiğini hayal edin: Ne kadar traji-komik olurdu değil mi? Bazen makyajın bu denli abartıldığını görüyorum ve ister-istemez gülümsüyorum. Bir kadının makyajlı ve makyajsız hâlleri elbette farklıdır ve bu durum doğaldır da!...Yazının devamını okumak için, bu satırları tıklayınız
-----------------------

SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI

AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com

(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR


(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)




(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)
-------------------

Parfüm kullanmak ciddi bir iştir!



Çocukluğumdan beri parfümleri ve güzel kokuları karşı bir ilgim vardır. .Özellikle lise yıllarımda parfüm kullanmaya başlamıştım. O dönemlerde Brüt, Paco, T3, Old Spice, Pino gibi markalar dikkatimi çekmişti ve bunları kullanıyordum. Şu sıralarda da o markaları veya benzer kokuları kullandığım oluyor ve geçmiş günleri hatırlıyorum. Eskiden kullanmış olduğumuz bir parfümü kokladığımızda veya geçmişten gelen bir kokuyu aldığımızda, yoğun bir çağrışım yağmuruna maruz kaldığımızın sizler de farkına varmışsınızdır. Koku, çağrışıma en fazla açık unsurmuş. Bu sıralar yine parfüm konusuna özellikle eğilmek istiyorum. Son zamanlarda “Anticipate” adlı ve “Kâbe Samanı” adı verilen bir bitkiden yapılan bir parfüm ilgimi çekiyor. Tam bir eğitimci parfümü olduğunu söyleyebilirim...Yazının devamını okumak için, bu satırları tıklayınız
-----------------------

SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI

AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com

(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR


(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)




(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)
-------------------

18 Aralık 2009 Cuma

Yeni yılı kucaklarım, ama o da beni kucaklasın! Onu farkındalık içinde ve ayık bir durumda bekliyor olacağım!



Yeni yıl, daha doğrusu, yılbaşı yaklaştıkça, bana bir dolu etkinlik duyuruları geliyor. Bunların bazıları, “limitsiz içki” veya “limitsiz yerli içki” ikramları da içeriyor. “Limitsiz umut” veya “limitsiz hedefler” diye bir teklif olmadığından, ben de bu davetlere veya programlara pek sıcak bakmıyorum!

Ben her anı, her saniyeyi, her dakikayı, her saati, her günü, her yılı, ( veya her yüzyılı dersem fazla olur!) oldukça ayık bir durumda ve farkındalık içinde karşılamak istiyorum. Evet, sıkıntıdan, acıdan, bir türlü durmak bilmeyen düşünce akışından veya çağrışımlardan bunaldığım olmuştur. Bu tür durumlarda: “Acaba kafamı duvara vursam, bütün bu beni yoran akışı, bir saati durdurmaya benzer bir şekilde, durdurabilir miyim?” diye kendime sorduğum zamanlar olmuştur. Ama her zaman, acımı da neşemi de ayık bir kafayla kucaklamak istedim ve sanıyorum hep de öyle oldu!
Yazının devamını okumak için, bu satırları tıklayınız
-----------------------

SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI

AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com

(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR


(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)




(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)
-------------------