18 Kasım 2010 Perşembe

Her başarı size uyar mı?


Bir iş adamı elektronik ticaret yapmak istiyordu. Onunla yaptığım konuşma sonucunda, bu konudan pek anlamadığını farkettim. Bir websitesi açınca “darpane” gibi para basacağını sanıyordu! O dönemde Amazon.com sitesini örnek almıştı. Fakat ona o sıralarda, bu siteye ait hisse senetlerinin yüksek bir değere sahip olmasıyla birlikte sitenin daha yeni yeni kâra geçmeye başladığını anlattım. İster inanın ister inanmayın söylediğim şeye şaşırdı ve “Ama bu websitesi efsane oldu” diye bir cevap verdi. Ben de dedim ki: “Efsane mi olmak istiyorsunuz yoksa para kazanmak mı?” Onun yerine hem mağaza hem de websitesi açmasını önerdim. İkisi birbirini destekleyecekti. Bunları nereden biliyordum? Birincisi bu konuda çok okudum, ikincisi elektronik ticarette çok başarılı olan işadamları ve işkadınlarının seminerlerini dinlerim.

Başarı hikâyelerini okurum; başarısızlık hikâyelerini ise nadiren okurum. Çünkü başarısızlık hikâyelerinde sadece hayal kırıklığı varken, başarı hikâyelerinde hem hayal kırıklıkları hem de panzehirleri vardır. Yani başarı hikâyeleri de sadece neşe içermezler, aynı zamanda acıdan ve sıkıntıdan söz ederler. Dolayısıyla sadece sonuca bakmayacaksınız, süreci de önemsemelisiniz.

Başarı hikâyeleri okurken ayrıntılara dikkat ederim. Çünkü her başarı benim istediğim türden değildir veya başarının türü benim istediğim bir şey olsa da, onu elde etmek için ödenmesi gereken bedel, benim ödeyebileceğim türden bir bedel olmayabilir. Dolayısıyla ayrıntılar çok önemlidir. Bir de süreç sizi dönüştürür veya aynı yerde bırakır. Sözgelimi İstanbul’da çöplerden kâğıt toplayan birisi var ve bu kişi, 3 adet taksi plakasına sahip. İşin ilginç yanı bu kişi hâlâ kâğıt topluyor. Bu işi ayıplıyor değilim. Bu işi yapan insanlarla sohbetlerim olmuştur. Ennihayetinde elinin emeğiyle ekmeğini kazanıyor. Ama 3 taksi plakanız olduğu hâlde, farklı bir yaşam düzeyine geçmenizi sağlamayan bir düşünce tarzı çok anlamlı mıdır?

Yine bir arkadaşım, bir ilkokul mezununun başarılarını anlatıyordu ve “Bizler üniversite mezunuyuz, düşünün neler yapabiliriz?” dedi. Kurduğu denklem baştan yanlıştı. Birincisi girişimci olmanın ölçütü diploma değildir. Hatta diploma sizi belli bir alana yönlendirir ve başka şeyler düşünmenizi ve hatta görmenizi engelleyecek bir şekilde formatlar. O formatı değiştirmek kolay değildir. Değişmez mi değişir? Ama siz zihninizdeki formatı değiştirmeden girişimci olamazsınız. O elbise girşimcilik ruhuna dar geliyorsa, ne yapsanız boş! Ayrıca, yukarda sözü geçen o ilkokul mezunu büyük olasılıkla birkaç kez sıfırı tüketmiş, yine birkaç kez iflas etmiş ve en sonunda başarıyı yakalamış birisiydi. Bir yandan da, onunla aynı dönemde kaç kişinin aynı yola çıkıp yarı yolda kalmış olduklarını da hesaba katmak lazım. Bir kere büyük şeyler kaybetmeden veya o riske girmeden büyük başarılar gelmez. Hâlbuki bir beyaz yakalının bunu ve hele de belli bir yaştan sonra yapması büyük risktir ve riskten kumara doğru gidebilir.

Bu sebeple ben gençlere veya öğrencilerime başarı öyküleri anlatırken, onların takip edebilecekleri stratejilere sahip olanları anlatırım. Çünkü sizin bedelini ödeyemeceğiniz bir başarının size stratejik olarak yararı yoktur. Sonu hüsran da olabilir. Kaybetmek başkadır, acı bir hüsrana düşmek başkadır.
-----------------------

SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI

AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com

(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR


(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)




(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)
-------------------

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder