6 Şubat 2011 Pazar

Öğretmenlik, Ünlü olmak, Yılmaz Erdoğan, Cem Yılmaz, Şahan Gökbakar ve Defne Joy Foster: Herşeyin bir bedeli yok mu?


Öğretmenlerin; Eğitimcilerin Günahı nedir?

Öğretmenlik yaparken veya seminer verirken, kullandığınız ifadelere ve hareketlerinize çok dikkat edersiniz. Çünkü insanlar size çocukları ve gençleri emanet etmişlerdir; sizin de onlara en iyi şekilde örnek olmanız gerekir. Radyoculuk günlerimde de aynı esasla hareket etmişimdir. Radyo programlarımda hayatla ilgili pek çok hassas konuyu ele almış olmakla birlikte, dinleyenlerimin arasında özellikle gençler olduğunu hiç aklımdan çıkarmadım. Öğrencilerime, dinleyicilerime veya seminerlerime katılmış olanlara hayatla ilgili herhangi bir olumsuz ve umut kırıcı mesajlar vermek istemem. Aynı anlayış yazılarımda da vardır. Hatta aslında gerekli gördüğüm bazı uyarıları bile yapmıyorum, çünkü “meslek sırrı” denebilecek bu uyarılarla birlikte ister-istemez vereceğim bilgiler, bazı kişilerin işlerini kolaylaştırabilir.Dolayısıyla bu bilgileir verirsem, onların başkalarını daha kolay bir şekilde manüple edebilmelerine yardımcı olabilir endişesindeyim.

Peki bir eğitimci olarak ben bu duyarlığı taşırken, başkaları neler yapıyor? Bir de buna bakalım. Bu noktada ikiyüzlü yanımız ortaya çıkıyor. Birgün bir öğrencim bir radyo programından söz etti. Bu radyo programı, her türlü konunun itici ve iğrenç bir şekilde ele alındığı bir programdı. Ben öğrencime dedim ki: “Madem böyle bir programı dinliyorsun, bari bana söyleme. Biz herhangi bir yanlış espri yaptığımızda hemen idareye veya başka bir yere anlatıp-şikâyet ediyorsunuz. Sonra da eve gidip bu iğrenç programı mı dinliyorsunuz? “ dedim.

Bayan öğrencim bu tepkim karşısında şaşırmıştı.

Gelelim Ünlü kişilere

Gelelim ünlü insanlara… Bu insanlar göz önündedirler ve eğitimcilerden daha etkili bir duruşları vardır. Ama nedense ve her nasılsa daha da sorumsuz olabilme hakkına da sahiptirler. Mesela ben seminer vereceğim bir mekâna elimde sigara ile, herkes ayağa kalkar, ama Yılmaz Erdoğan yıllarca ve televizyonda da yayınlanmış olan bir dizide, sahneye belli bir sigara markasına ait paketle girebilmiştir. Bir Amerikan sigarasının reklamını yaptığı hâlde, kendisini “entelektüel” ve “sosyalist” olarak pazarlayabilmiştir.

Cem Yılmaz’da Gora filminde durmadan sigara içmektedir. Sigara içmesinin o tipleme için gerekli bir şey olduğuna inanmıyorum. Recep İvedik tiplemesi de aynı şekildeydi, ama sonradan sanırım durum değişti. Sözün özü biz öğretmenler iyi örnek olmak zorundayız ve doğrusu da budur, ama sanatçıların da böyle bir sorumluluğu yok mudur?

Şöhretin Bedeli
Gelelim esas konumuza: Halk seviyorsa ve size prim veriyorsa istediğiniz gibi ünlü olursunuz. Toplumun beğenilerini eleştirmeyi ve aralarında yaşamakta olduğum insanlara tepeden bakmayı sevmiyorum. Çünkü ben de onlardan birisiyim ve hayatımı onlarla geçiriyorum.

Ama iki şeyin anlaşılmasını istiyorum: Birincisi bir insanın ünlü olması, onu sorumluluklardan kurtarmıyor. İkincisi herşeyin bir bedeli vardır.

Defne Joy Foster’da ünlülerden birisiydi. Rol aldığı çocuk filmlerini çocuklarımın seyretmesinden hoşnut olmazdım. Çünkü o çocuk dizilerinin verdiği net bir paradigma yoktur ve seyredenleri belli bir yapılanmaya götürmez. Seyircinin hoşça ve de boşça vakit geçirilmesi için tasarlanmışlardır ve anne-babaları memnun etsin diye de içlerine birkaç iyi mesaj serpiştirilmiştir. Ama bu oyuncuyla ilgil bir sorunum yoktu ve aklımda şirin bir yüz olarak kalmıştır.

Defne Joy Foster’ı Rahat Bırakmalıydınız!
Defne Joy Foster, kendi özel hayatını afişe etmeyen birisiydi. Yani en azından ben öyle biliyorum. Ölümüne de üzüldüm. Benim esas rahatsız olduğum şey, aslında öyle bir iddiası olmayan ve aslında bunu hak etmeyen birisini kahraman-örnek insan ilan edilmesidir. “Aptalın dostluğundan korkmak lazım” sözü burada devreye giriyor. Aslında sakince ve sevgiyle veda yazıları yazmak varken, bir insanı olmadığı ve olduğunu iddia etmediği bir şekilde anlatıp bir şekilde ve boşu boşuna tepki çekildi. İnsanî kusuruyla sessizce çekip-gdiecek birisinin hoş olmayan hâlleri gözler önüne serildi.

Bir de “hayır, o bir kahraman değil ve örnek birisi de olamaz” diyenlere köpürme ve onları lanetleme durumları var. Defne Joy Foster’ın vefatını sömürenler veya sömürmeye çalışanlar, şirinlik yapmaya çalışırken onu aşırı büyütenlerdir.

O ünlü birisiydi, mahallemizde kendi hâlinde yaşayan birisi değildi ve üzerinde konuşulur ve de konuşulacaktır. Buna hiç kimse engel olamaz.

Kimler kahramandırlar?

Amerikan gösteri dünyasının diliyle anlatalım: Defne Joy Foster bir “hero-kahraman” değildir, bir “celebrity-ünlü kişidir.” Birinci sınıftaki kişilerin özel hayatları da ölçü alınır. Filmlerinde kahramanı veya iyi bir karakteri canlandırmaları onların “kahraman” olarak tanımlanmaları için yeterli değildir. Onların “kahraman-örnek kişi” olarak tanımlanmalarının sebebi özel hayatlarının da derli-toplu olmasıdır. Sözgelimi Madonna bir “Celebrity-ünlü kişidir”, ama çocuğunuzun onu örnek almasını ister miydiniz?

Defne Joy Foster’ın vefat şekli bir kahramanın vefat şekli değildir. Yarın-öbür gün ben de aynısını yaşasam durum değişmez. Bunun kişiyle ilgisi yoktur, niteliklerle ilgisi vardır.

Ayının Dostluğu Bu Kadar Olur!
Dolayısıyla Defne Joy Foster’ın üzerinden şirinlik yapmaya çalışanlar, bu kadına en büyük kötülüğü yaptılar. Bir şeyi gereğinden fazla büyütürseniz, yani abartırsanız, tepki çekersiniz.

Eğer derseniz ki: “Siz de onun üzerinden prim yapmaya çalışıyorsunuz”, ben de derim ki, benim vurgulamak istediğim de zaten budur. Kendisi hakkında yazmakla bile bazı ithamlara marzu kalma ihtimali varsa, bu kişi sıradan birisi olamaz. Sözkonusu kişi ünlü birisidir ve ona kendi hâlindeki birisi gibi bakamazsınız. Onunla ilgili olarak ilgisiz şeyler yazdığınızda, yani yersiz büyüttüğünüzde veya haksızlık ettiğinizde, hemen ve hatta anında hak ettiğiniz tepkiyi de alırsınız!

Dolayısıyla onu aşırı övüp, milletin gözüne sokacağınıza ve bu tepkilerin doğmasına sebep olacağınıza, keşke rahatça uyumasına ve zihinlerimizde o sevimli hâliyle kalmasına izin verseydiniz!

Ama “Ayının dostluğu” budur. Ayıdan dostunuz olursa yüzünüdeki sineği taşla ezmeye kalkar ve sinekle birlikte ezilen siz olursunuz!
-----------------------

SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI

AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com

(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR


(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)




(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)
-------------------

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder