16 Şubat 2011 Çarşamba

Bir şeyin hayali, onun kendisini yaşamaktan veya görmekten daha ağır veya daha hafif olabilir

Bir gece 11 yaşındaki oğlumun yatağında iç çekerek ağladığını duydum. Yanına gittim ve neden ağlamakta olduğunu sordum. Bana cevap vermek istemedi. Ben de: “Gel biraz birlikte film seyredelim” dedim. Salona geçtik ve film seyretmeye başladık. Ama ben yeniden yoklamaya başladım. O anlatmasa bile ilgilenmek ve ilgimi göstermek durumundaydım. Ayrıca bir insanın bir kenara çekilip iç çekerek ağlaması da beni rahatsız eder!

Derken bizim şair ruhlu oğlanın neden ağladığını anladım. Şu anda birlikte yaşamakta olduğumuzu, ama bir gün ayrılacağımızı düşünüp üzüldüğünü söyledi! Ben de: “Evet bu düşünce insanı üzer, haklısın!” şeklinde konuştuktan sonra sonra: “Sana iki sorum var” dedim. O da: “Soru nedir?” dedi. Ben de sorumu sordum: “Bir şeyin kendisi mi ağırdır, gölgesi mi?” O da: “Kendisi ağırdır” diye cevap verdi. Ben de diğer sorumu sordum: “Peki bir şeyin kendisi mi ağırdır, yoksa hayalimi?” O da: “Kendisi daha ağırdır” dedi. Ben de bunun üzerine: “Bazen bir şeyin hayali kendisinden ağır gelir bize” dedim ve sebebini açıkladım:

“O şeyin kendisi başımıza gelene kadar, hayat bizi ona hazırlamış olabiliyor veya biz olgunlaşmış olabiliyoruz veya o şeyin fikri kafamızda ve kalbimizde olgulaşmış olabiliyor. Dolayısıyla o şeyi yaşadığımız zaman bize o kadar da ağır gelmeyebiliyor. Şimdi kız kardeşini ele alalım, bize evlenmek istemediğini söylüyor. Şu anda 6 yaşında. Çünkü evlenirse, bizden ayrılacağını düşünüyor ve ailesinden ayrı yaşama fikri onun küçük kafası ve kalbi için ağır bir yük. Ama sence 20 veya 25 yaşında öyle mi düşünecek?” Bu soru üzerine oğlum gülümsedi ve: “Hayır, kendisi sevdiği veya beğendiği birisiyle evlenmek isteyecek!” dedi. Ben de devam ettim ve dedim ki: “Sen de öyle. Bizden ayrılmak fikri seni üzüyor. Ama bir gün sen bize gelip sözgelimi yurtdışına gitmek, orada ve bizden ayrı bir yerde eğitim almak istediğini söyleyeceksin. Bizden ayrılmak için değil, ama bir idealin olduğu için bunu arzu edeceksin. Bizden ayrılmak senin için o zaman da hüzünlü bir şey olacak, ama bunu kaldırabileceksin veya kaldırabileceğini düşüneceksin. Yani şimdiden geleceğin yükünü kalbine ve beynine yükleme.”

Bir şeyin gerçeğinin bize hayalinden ağır geldiği zamanlar da çoktur. Hatta bu durum tersi durumdan saha sıktır. Mesela beklenmedik bir ayrılık veya ölüm biz çok ağır gelir.

Veya ticarete atılıp para kazanmak ister ve bu durumu son hâliyle hayal edersiniz. Hâlbuki süreç sandığınızdan daha ağır olabilir veya para kazandığınızda sandığınız kadar mutlu olmayabilirsiniz.
O sebepten dolayı, uzmanlar hayal etmeyi teşvik ediyorlar, ama görselleştirmeyi unutmamayı da öneriyorlar.

Hayal, kendinizi son noktada görmektir. Görselleştirmek ise sadece hayalinizi değil, ona gitmek için geçmeniz gerekebilecek olası basamakları da görmeye çalışmak ve hatta kâğıda dökmek demektir. Bu hayalinizin ve ona gidecek olan sürecin provası gibidir. Bir şeyi veya olayı görselleştirmek, onu gerçekten görmek veya yaşamak gibi olur mu? Olmaz, ama yine de bir şeyi veya olayı görselleştirme, onun sadece hayalini kurmaktan daha verimli ve etkilidir. Görselleştirme ve proje hâline getirme süreci, hayalinizin mi yoksa kendisinin mi daha ağır veya çekici olduğunu anlamanız konsunda yardımcı olur.
-----------------------

SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI

AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com

(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR


(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)




(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)
-------------------

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder