10 Nisan 2017 Pazartesi

İKİ YÜZ LİRANIN HİKÂYESİ


Vaktiyle Kadıköy’de sahaflara, ikinci el kitap satan ve benim için hazine dairesi gibi olan o dükkânlara bugünlerde yaptığımdan daha sık gider ve hafif küf kokan eski kitaplar alırdım. Buralara sık sık gidip-gelince, elbette kitapçı esnaflarıyla aramızda bir hukuk doğardı. Dolayısıyla, param olmadığı zamanlar, kendilerine kapıldığım kitabı veya kitapları alır,  parasını sonradan verirdim. Derken yine böyle kendimi tutamayıp-hoşuma giden kitapları bedelini sonradan vermek üzere alıp eve getirdim. Bunların tutarı 200 lira civarındaydı. Kendisine borçlu olduğum bu kalender kitapçıya gidemedim, belki bir ara param olmadı, tam hatırlamıyorum. Sonuç olarak aradan biraz zaman geçti. Daha sonra gittiğimde dükkân devredilmişti ve başkası vardı. Dükkânın sahibi benim kitap aldığım kişiyi tanıyordu ve benim borcum olan parayı sahibine ulaştırabileceğini söyledi. Ben de borcumu ona emanet olarak verdim.

Aradan zaman geçti, çocukluğumdan beri hep şenlikli ve canlı bulduğum Kadıköy’e yine yolum düştü. Derken benim borçlu olduğum kitapçı arkadaşımın yeni bir dükkân açmış olduğunu gördüm ve onunla sıcak bir sohbete başladık. Ben borcumu geciktirmiş olduğum için ondan özür diledim. Arkadaşım yüzünde sıcak bir tebessümle bana teşekkür etti ve sözlerine şöyle devam etti: “Savaş Hoca, senin bana göndermiş olduğun parayı aldığımda çok zor günler geçiriyordum. İnsanlara karşı öfkeliydim ve onlara karşı güvenimi nerdeyse yitirmiştim. Senin bana borcunu göndermen benim için umut ışığı oldu. Yani o paranın 200  Liradan daha büyük ve farklı bir önemi var. Senden gelen o para, benim yeniden insanlara güvenebilmem konusunda bir başlangıç oldu diyebilirim.” Bu cümleleri duyduğum zaman, borcumu, üstelik geç kalmış bir şekilde, ödemenin alacaklı taraf için bu denli anlamlı olmasına hem şaşırmış, hem de sevinmiştim.

Elbette borçlanmayı veya borcunu geç ödemeyi tavsiye etmem. Fakat geç de olsa, yapmamız gereken bir şeyi yapmamızın beklenmedik olumlu etkileri olabilir. Fakat geçmişe dönük olarak, üzücü de olabilir; arkadaşım kuruşa muhtaç yaşar hâlde 200 lirası bende olduğu için hayati bir fırsatı kaçırmış da olabilirdi. Meselâ acil bir durumda taksi tutamadığı için hastahaneye yetişememiş veya parası olmadığı için bütün gününü aç geçirmiş de olabilirdi. Yani görevlerimizi geciktirmemekte yarar var!

Bir dostumun dediği gibi “bir sohbetten bir yazı çıkarma alışkanlığı olan birisi” olarak, yaşadığım bu olaydan ister-istemez kimi muhteşem (!) sonuçlara varıyorum:  Birincisi az önce belirttiğim gibi, yapmamız gereken bir şeyi, geç kalmış bulunsak ve mahcubiyet duygusuyla ezilir durumda da olsak, yapmak gerekiyor. İkincisi belirli bir miktardaki paranın manevi veya efektif-işlevsel önemi duruma göre değişebiliyor.  Normal de sadece hatırı sayılır bir cep harçlığı olarak algılanabilecek bir 200 lira, kitapçı arkadaşım için başka bir önem taşımıştı.  Veya mutfağı tam takır olan evine bir şeyler alması gereken parasız bir baba için beklenmedik bir yerden gelen 200 lira bambaşka bir anlam taşıyabilir!

Paranın efektif değeri konusunda geliş yolu da çok önemlidir. Söz gelimi, ihtiyaç sahibi olmadığı hâlde insanları kandırarak para kazanan bir dilencinin kazandığı 200 liranın da, dürüstçe kazanılmış bir 200 lira ile aynı olduğunu düşünmem. Matemaktiksel açıdan aynı olabilirler; fakat sahibine getirileri, bereketi vs. gibi açılardan bakarsak, aynı olduklarına hiç bir şekilde inanamam.

Zenginliklerimizi artırma yolunu aramak gerekir. “Nasıl dua edelim? Yönetimi zor olan iki şeyden, fukaralığı mı yoksa zenginliği mi yönetmeyi isteyelim?” deseniz, elbette “zenginliği yönetmeye talip olun" derim. Fakat kazanıldığı ve  kullanıldığı yollar itibariyle manevi değeri sıfırdan düşük ve tatsız bir zenginliği hiç bir sevdiğim ve hatta hiç bir sevmediğim insan için istemem!
------------------
Savaş ŞENEL Twitter
Savaş ŞENEL Facebook
-------------------------

SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI

AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI

Kitabın Tanıtım Videosu
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com



(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR


(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)





(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

-------------------

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder