17 Mart 2010 Çarşamba

Üsküdar Belediyesinin Çanakkale Zaferiyle İlgili Fotoğraf Sergisi ve Durumu Anlayamayan Yabancı Turistler


Evden çıkmış ve rahvan adımlarla ofisime doğru yürürken, Üsküdar Meydanında-Belediye binasının önünde bir fotoğraf sergisi gördüm. Bu sergide, fotoğraflarla Çanakkale Savaşı anlatılıyordu. O dönemin hemşirelerini ve askerlerini canlandıran gençlerin fotoğraflarını çektim. Sergide gördüğüm fotoğraflarda benim en çok ilgimi çeken, Türk askerlerinin kendileriyle birlikte yabancı askerlere de Tifo aşısı yaptırmalarıydı. Churchil'in Türkler hakkındaki düşüncelerini okumuş birisi olarak, Türkler'in kendilerine insan gözüyle bakmayan ve cephede kendilerine karşı savaşmış olan düşman-esir askerlere de Tifo aşısı yapmaları inanılmaz bir insanlık örneğidir! Sergiyi gezmekte olan yabancı turistler de vardı, ama belediyemiz, İngilizce açıklamalar koymayı yine ihmal etmişti!

Bakın bu fotoğraf sergisini dolaşırken aklıma neler geldi:
Hiç kimsenin dertlerini veya sıkıntılarını küçümsemem. Herkesin derdi veya sıkıntısı kendisine göre ağırdır. Fakat bir savaşın içinde olmak veya etkilerini yaşamak, her zaman bir çok şeyden daha acıtıcı ve yıpratıcıdır. Hatta, o dönemleri görmüş olan bir düşünürümüz: "Harb-i umumiyi gören ihtiyardır!" Yani: " Dünya Savaşını gördüyseniz veya etkilerini yaşadıysanız, siz artık yaş itibariyle çocuk da olsanız, yorulmuş, ihtiyarlamış bir ruh ve zihin hâline sahipsinizdir" diyor.
Ben Çanakkale Savaşını, daha yeni yeni anlıyorum diyebilirim. Çünkü bir üst kavramı alt kavramlarına ayırıp, sonra üzerinde düşünmeyi yaşım ilerledikçe öğrendim. "Savaş" dediğimiz üst kavramın hangi alt kavramları içerdiğini düşünürseniz, siz de Çanakkale Zaferini veya diğer savaşları daha iyi anlarsınız. Ben size biraz fikir vereyim.

Savaş demek "yuvadan ayrılık" demektir.

Savaş demek: "Nişanlını, eşini, çocuklarını terk etmek ve belki de bir daha görememe ihtimaliyle yaşamak" demektir.
Savaş demek: "Evini, köyünü, akşamları güneşin batışını seyrettiğin sokakların vs. düşman eline geçmesi" demektir.
Savaş demek: "Ölme ihtimali" demektir.
Savaş demek: "Sevdiğin şeyleri, dünya gözüyle bir daha görememe ihtimali" demektir.
Savaş demek: "Nişanlını, eşini, çocuklarını terk etmek demektir."
Savaş demek: "Sevdiğin kadının sahipsiz, kimsesiz kalması, belki de düşmanın veya fırsatçıların tacizine uğraması" demektir.
Savaş demek: "Bir milletin aydın, genç veya olgun bireylerinin" biçilmiş ekin gibi
toprağa dökülmesi demektir.
Savaş demek: "Fiziksel, cinsel veya psikolojik yokluk, açlık ve sıkıntılar demektir." demektir.
Çanakkale Savaşı ise bambaşka bir tarihtir.

Yani savaşı veya onun etkilerini yaşamak, telefon şarjınızın olmadık yerde bitmesinden, sınavlarınızdan, bir otobüsü veya uçağı kaçırmaktan, sevdiğiniz kızın veya erkeğin sizi terk etmesinden, maaşınızın yetersiz gelmesinden ve buna benzer şeylerden daha büyük bir felakettir veya daha büyük sorunları içerir. Öyleyse, sorunlar karşısında dim dik kalıp çareler aramak lazım. Çünkü hiç bir sorun, bir savaşı ve hele de Kurtuluş Savaşı gibi bir süreci yaşamaktan daha acı ve zor değildir.
Ne sizin sorunlarınızı ne de kendi sorunlarımı küçümsüyorum. Bütün istediğim, yaşamakta olduğunuz sıkıntılara bir de bu açıdan bakmanız ve şu soruyu sormanızdır: "Acaba bu problemin üstesinden nasıl gelebilirim veya onunla yaşamayı nasıl öğrenebilirim?"
-----------------------

SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI

AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com

(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR


(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)




(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)
-------------------

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder