"Özgürlük" deyince aklıma gelen örneklerden birisi ilk “walkman”imi
aldığım zamandır. Walkman, şimdiki neslin bilmediği taşınabilir bir
kasetçalardı. Tabi bu noktada “kaset” kavramını da açıklamam gerekir! Fakat
kısaca walkman, her yerde müzik dinlemenize imkân veren ve pille çalışan bir cihazdı.
Daha iyi anlaşılması için yukarda fotoğrafını da yayınladım!
Walkman’imi aldığım gün mavi kartım, bugünkü öğrenci
seyahat kartı-akbil, olduğu için bütün gün belediye otobüsleriyle nereye
gittiğime bakmadan seyahat ettiğimi ve bu sırada müzik dinlediğimi
hatırlıyorum.
O güne kadar önce kartuşlu kasetçalarla, sonrasında da
kasetli teyplerle, ancak piknikte, bahçe gibi yerlerde müzik dinleyebiliyordum.
Ama walkman’i olunca, artık İstanbul’un her yerinde, fon müziği olan bir
belgesel seyreder gibi ve hiç kimseyi rahatsız etmeden müzik dinleme keyfini
yaşamak, benim için özgürlüğün başka bir çeşidiydi. O gün walkmanle dinlediğim
ilk albüm de, sanırım Dire Straits’in "Love over Gold" adlı albümüydü.
"Özgürlük" deyince aklıma gelen başka bir olay da,
otobüslerde inmek istediğiniz durağa gelince bastığınız düğmelerdi. Bu
düğmeleri ilk kullanan kişiler, yolcular değildi! Bunlara dokunmak ancak o
zamanlar biletçilerin işiydi. Çünkü o zamanlar otobüse biletsiz biner,
biletimizi de otobüsün arka kısmında özel bir bölümde, ciddî bir şekilde oturan ve
şoförden sonra en havalı kişi olan biletçiden alırdık.
Ve bir durakta inmek isteyen yolcuları gözetip, duruma
göre “dur düğmesine” basan kişi de oydu. O nasıl önemli, nasıl hassas bir
görevdi!
Ve bir gün biletçiler otobüslerde görev yapmaz oldular! Artık biletleri otobüse binmeden önce alır ve taşıta binerken şoförün
gözetiminde onun yakınındaki kutuya atar olduk. Bu durumda ise, durakta inmek
için kullanılan düğmelere yolcular basar oldu.
Fakat bir sorun vardı: Düğmeye basmaya alışmamız gerekti.
Çünkü daha önce bir yolcu düğmeye bassa biletçi tarafından ikaz edilirdi. Yani bizim
ağır abi biletçilerimiz otobüsleri terk ettikleri zaman biz sefil (!) yolcular,
bir süre o düğmeyle ne yapacağımızı bilemedik!
Bir seçeneği kullanmayı öğrenmemiz, o kırmızı düğmeye ne
zaman basacağımızı öğenmek zaman aldı. Çünkü bazen yanlış zamanda bastığımız ve
diğer yolcuların ezici bakışları altında ezildiğimiz oldu!
Kimileri de şaka olsun diye gerek yokken düğmeye basıyorlardı vs. Yani hayatımıza özgürlüğün, iradeyi kullanma kavramının yeni bir parçası
olarak giren o düğmeleri kullanmayı öğrenmemiz zaman aldı.
Şimdi her gün o kırmızı düğmeye basma veya basmama seçeneklerinden
çok daha karmaşık olan onlarca yeni seçenekle karşı karşıya kalıyoruz. Bütün bu
seçeneklerle, hiç bir şey okumadan, araştırmadan, uzmanlara kulak vermeksizin başa çıkmaya çalışan insanlar var.
Ne zor, ne çetin bir hayatları var kim bilir? Gerçi bu
türden insanların hayatındaki sıkıntıları kendilerinden çok çevrelerindekiler hisseder,
o da ayrı konu.
Hayat...
------------------
savassenel@gmail.com, savassenel@yahoo.com
Yüz yüze ve Online (Skype , Google Drive) verdiği dersler Eğitimler
Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı Hizmetleri
Yüz yüze ve Online (Skype , Google Drive) verdiği dersler Eğitimler
Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı Hizmetleri
SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI
AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI
Kitabın Tanıtım Videosu
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com
(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)
AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI
Kitabın Tanıtım Videosu
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com
(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)
ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR