3 Mayıs 2011 Salı

Mahzunların El Kitabı: "Hüznün mü Var?"


(Yazı, Sessizlik eşliğinde yazılmış ve sonra Yeni Türkü'nün "Resim" adlı şarkısının eşliğinde gözden geçirilmiştir. "Siz sadece birisiyle ilgilenin-ikisiyle birden başa çıkmak zor oluyor!" derim!)

Hüznün mü var? Uzaklaş ondan ve ona uzaktan bak. Deme ki: “İçimde taşıdığım bir hüzne nasıl uzaktan bakarım?” Yapabilirsin ve insan bunu yapabiliyor. Ağlayabilirsin bu arada! Ağlamak ezilmek değildir! Ezilmek ağlamaktan başka, bambaşka bir şeydir.

Bazıları ağlamayı ezilmek sanırlar; ezilirken ağlayanları görmüşlerdir ya ondandır. Hâlbuki ezilmeden de ağlayabilirsin. Bunu öğrenmek lazım; yoksa hem ezilirsin hem ağlarsın.

Hüznün mü var? Onu önce kucaklayacaksın, sonra eline alacaksın ve evire-çevire inceleyeceksin. “Bunun nesi beni acıtıyor?” diyeceksin, “Bundan ne çıkar? Yazı mı, şiir mi, sevdiklerime sımsıcak bir sarılma mı? Yoksa sadece gözyaşı mı?” diyeceksin. Belki hiçbir şey çıkmaz, gözyaşlarından başka; e sende otur ve ağla, ama ezilme.

Derdin ağır gelirse: “Herkesin acıları var ve hüzünleri var!” deyip rahatla. “Bir ben değilim ki?” de, hinlik yap, tilkilik yap! Başkalarının acılarını kendini rahatlamak için kullan. Ama başkalarının acıları senin acılarını çoğaltıyorsa, böyle yapma, kaldıramaz ve çökersin. Daha fena olur ve içerlersin. O zaman sadece kendi acına katlan; şair değilsen ve dolayısıyla acıyı şiire dönüştüremeyeceksen, başkalarının acılarını hayatına karıştırma. Hüznünü eline al; kedi sever gibi sev, sonra yerine koy, biraz olsun rahatlarsın. Çok düşünme. Hüzündür yaşanacak ve illa hafifleyecek zamanla, ama biraz çekeceksin!

Kendini çoğaltan bir hüznün mü var? Eyvah ki eyvah, yapacak bir şey yok. Efendi efendi çekeceksin, biraz da ezileceksin. Elden ne gelir? Hüznün bir sevgiden mi geliyor, oradan herkese ve her yere mi yayılıyor? Yazar olursun; yetmedi şair... Bu arada bol bol dua edersin. Küçük tepeleri bile yaratmadığını, aslında hayatı senin kurgulamadığını ve ancak dua edebileceğini anlarsın. Acın hafiflemezse bile, sen ona alışırsın, arkadaş olursunuz ve birbirinizi ağırlarsınız. Sohbetleriniz ve derdiniz aynı olur.

Hüznün mü var? Kurtulamadığın gibi, kurtulmakta mı istemiyorsun? “Ben bırakırsam, kim üzülecek, onun için kim dertlenecek mi?” diyorsun? Efendi efendi dayanacaksın, neşeyi arayacaksın ve hüznünün seni olgunlaştırdığını düşüneceksin. O hüzünde sana ait bir şey bulacaksınve kesinlikle sınırı aşmayacaksın. Çünkü birisinin ayakta kalması lazım, akıllı olması lazım. Arabesk olmayacaksın, senin ihtiyacın olan şey, aklı başında neşeler ve hüzünlerdir. Hüznünü hazla uyuşturmayacaksın, onu olduğu gibi kucaklayacaksın. Sarhoş neşeler de, hüzünler de yalancıdırlar. Bunu bileceksin.

Hüznün mü var? Kalbin sana ağır gelecek ve onu aldırmak isteyeceksin. Ama onu aldırdığın zaman, çocuğunu aldırmış gibi olursun, bu sebeple sadece sadece hüznünü değil, neşeni, yazılarını ve şiirlerini de vermiş olacaksın. Böylece kendini de vermen gerekecek. Bu yüzden kalbini aldırmaktan vaz geçecekin, onu yeniden bağrına basacaksın ve: “Benimsin; bana emanetsin” diyeceksin.

Bir sonbaharın içinde baharı mı gördün? O zaman kışı da sabırla geçireceksin, baharın ilk ışıklarını görene kadar bekleyeceksin ve kışı yaşarken çekip-gitmeyeceksin. “Nerde bu bahar? Çok bekledim” diye şikâyet etmeyeceksin. Gülü dikeniyle seveceksin.

Sen hüznünü dönüştürmeye çalışırken, aslında kendini dönüştüreceksin. Bir gün yeni çekilmiş bir fotoğrafına bakarken, aslında ne kadar büyümüş olduğunu göreceksin. Sonra daha bir sürü başka şeyi de göreceksin.

Çok şey göreceksin. Ama illa çok dua edeceksin.


2 yorum:

  1. Hüzün mü var? Kalbini yakan lakin dumanı olmayan. Akşam yastıkta sızmanı, sabah kaldığın yerden devam etmeni sağlayan. Yağmur gibi ıslatan,rüzgar gibi saran bir hüznün mü var. Unutma ki yaşayacak günlerin,doğacak güneşlerin de var.

    Bir sabah uyandığında acımayacak yüreğin belki pişmiş olacak sevginin ateşinde belki de yeni bir sevgi çarpacak ta derinde...

    YanıtlaSil
  2. Yara değil sızıysa yaşanan elbette geçer.
    Yara geçer de izi kalır diye boşuna mı demişler.

    Sızısı olanlara sabır, yarası olanlara şifa diliyorum.

    Ali İhsan Şen

    YanıtlaSil