25 Aralık 2009 Cuma

Hayata hazırlık kursları: Üniversite kulüpleri




Yaşarken öğrendiğim şeylerden birisi, hedeflerle pazarlık etmemektir. Evet, ben de her şeyin bedelini ödeyemiyorum. Ama o şeyi ucuza getirmeye veya değerini inkâr etmeye de çalışmıyorum. “Kavgada yumruk sayılmaz” sözünü çok severim. Düşünün bir dostunuzu korumak için kavga etmek zorunda kaldınız: Kavgaya, zihninizde “20 yumruktan sonra kavgayı bırakırım” diye bir düşünceyle girdiğinizde, şansınız nedir? Evet, hayat bence kavga değildir, ama bu örnekten alınacak dersler var diye düşünüyorum!

Diğer önemli bir konu da şudur: Hedefin bedeli olan çalışmalarda ana etkinlikler olduğu gibi, tamamlayıcı etkinlikler de vardır ve bunlar da ana etkinlikler kadar hayatîdir. Yabancı dil derslerimden örnek vermek gerekirse, bir ders kitabı ve bir de onu bütünleyen ek dokümanlar ve çalışmalar vardır. Ne yazık ki, birçok öğrenci, ana ders kitabını okumak, üniteleri hızlıca geçmek isterler ve ek dokümanları çalışmayı zaman kaybı olarak görürler. Hâlbuki bu ek dokumanlar, konuların zihne daha iyi yerleşmelerini sağlarlar.

Yine birçok üniversite öğrencisi, okula devam edip derslere girmeyi, hedefleri için yeterli görürler veya böyle hissederler. Okuldaki etkinliklere ve kulüp çalışmalarına katılmak vs gibi şeyler, onlara birer “yük” olarak gelir. Mesela kantinde zaman geçirmek onları rahatsız etmezken, bir etkinliğe katılmayı zaman kaybı olarak görürler. Yani, hayatın sadece bilgi değil, aynı zamanda bir deneyimleme ve uygulama süreci olduğunu göz ardı ederler. Bütün bu çalışmaların provasını üniversite denen mikro planda, daha neşeli ve daha az stresle yapmadıkları, yani bir tür aşı yapılmadıkları için, okul sonrası hayat, onlara daha sert bir şekilde toslar. Evet derslerde öğrendikleri şeyler lüzumsuz değildirler, ama sadece derslerle yetinen mezunlar, sanki sabah-akşam sürücülük kitabını okumuş, ama hiçbir zaman direksiyon başına geçip araba sürmemiş kişiler gibidirler.

Kişiyi hayata hazırlamak konusunda üniversitelerdeki ders dışı etkinlikleri ve kulüp çalışmalarını çok önemsiyorum. Ülkemizde her yıl 1 milyon kişinin 18 yaşına girdiği belirtiliyor. Genç nüfusun ve üniversite mezun sayısının bu denli yüksek olduğu bir ülkede şirketlerin, kurumların ve organizasyonların çalışanlarını bulması zor da değil ve sadece diplomaya bakmadıkları da açık. Bunca aday arasında seçim yapabilmek için, her artı özelliğin göz önüne alınacağı da aşikâr. Sözgelimi 50 kişinin işe alınacağı şirketinize 1000-2000 kişi başvurduysa, siz de adayları elemek için sebepler aramaz mıydınız? Üniversite diplomasına sahip olmakla birlikte, iletişim, liderlik veya takım çalışması becerilerini daha okuldayken geliştirmiş veya bu yönde çaba göstermiş bir mezuna öncelik vermez miydiniz?

Evet, kulüp çalışmaları, iş dünyasının veya okul dışı dünyanın tamamen aynısı değillerdir. Ama tamamen farklı da değillerdir. Bu durumu mesela Afyon Kocatepe Üniversitesi İşletme ve Ekonomi kulübünün organize ettiği çalışmalarda ve diğer öğrenci kulüplerinde gördüm. Benim de bir eğitimci olarak katılmış olduğum bu eğitim programlarını organize eden ekibin ve katılımcı öğrencilerin çok şeyler kazandıkları açık. Konuşmacıların nitelikleri, katılımcıların ciddiyeti ve sayısı, bu işin ciddî ve istikrarlı bir sürecin sonucu olduğunu gösteriyor. Bu gençlerin bir şeyler organize etme ve başarma konusunda antremanlı oldukları ve okul sonrası da birçok projeye imza atacakları veya katılımcı olacakları apaçık.

Elbette: “Dersleri ihmal edin” demiyorum, “Hayatı da öğrenin!” diyorum.


-----------------------

SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI

AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com

(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR


(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)




(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)
-------------------

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder