8 Aralık 2010 Çarşamba

“YENİDEN GENÇ OLSAYDIM, NELERİ FARKLI YAPARDIM?” ADLI SEMİNERİM



Uzun bir süre önce, “Yeniden Genç Olsaydım, Neleri farklı yapardım?” diye düşünmeye başladım. Aldığım notlar sonucunda ortaya 25 önemli madde çıktı. Bu 25 madde, her insanın hayatta bir vizyon, misyonunun ve başkalarına sunduğu değerlerin olması, yabancı dil öğrenmenin önemi, fırsat maliyeti teorisi, paranın kullanımı, ilişkilerin hangi niteliklere sahip olmaları gerektiği vs gibi konularla ilgili olarak belirdi.
Bu semineri vermiş olduğum bazı yerler
Bu semineri Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde, (yukardaki fotoğraf) bazı kurslarda ve derneklerde verdiğim zamanlarda, aldığım tepkiler benim yola devam etmem konusunda teşvik etti. bu türden bir seminere gerçekten ihtiyaç duyulduğunu anladım. Ayrıca benim de seminerci, yani sunumu yapan kişi olarak bu seminerden çok keyif aldığımı da söyleyebilirim.
Bu projeden neler bekliyorum
Ben bir projeyi hayata geçirirken, onun başarılı olacağı inancıyla ve bu başarının getireceği sonuçları da hesaba katarak işe başlamaya çalışırım. Çünkü bu sonuçlar her zaman pozitif olmazlar, pozitif olsalar da, sizin istediğiniz şeyler olmayabilirler. Çünkü her pozitif şey, sizin istediğiniz şeyler içinde yer almayabilir. Fakat bu seminer çalışmasının çoğu sonuçları bana pozitif görünüyor ve bu pozitif şeyler de benim gitmek istediğim yolla uyuşuyor.
Bu seminerin en özel yanı:
Herkes ve özellikle gençler yoğun bilgi akışı içinde boğulmaktadırlar. Kişilerin bu düzensiz görünen bilgi akışını kendi hayatları için verimli hâle getirmeleri gerekmektedir. Bu da iyi bir “çerçeveleme” ile mümkündür. Ben de, bu seminerim vasıtasıyla onlara bu konuda destek vermek istiyorum. İnsanlar, hayatta neleri daha çok önemsemeleri gerektiğini bilirlerse, işleri daha da kolaylaşacaktır. Dolayısıyla bu seminerler dizisi, çok ciddiye aldığım ve belki de beni en çok heyecanlandıran çalışmalarımdan birisi durumundadır.
Davetler bekliyorum
Normal seminer programı dışında, bu seminerin bilinirliğini artırmak içi, her ay 1 veya 2 kurum için ücretsiz seminer kontenjanı ayırdım. Bu arada da bu seminer konularını kitaplaştırma çalışmalarım sürecek; seminer içeriğini genişletilmiş olarak ve bir kitap formatında da sunma imkânım olacak umudundayım. Bununla birlikte “Hayatı Iskalama Lüksün Yok!” adlı kitabım da seminer sonrasında ve ikinci kitap öncesinde okunmasında büyük yarar olan bir kaynaktır. Ayrıca seminerlerim için bir sponsor arayışım da olacak. Zaman içinde seminerlerimi sadece İstanbul içinde değil, bütün Türkiye ve hatta yurt dışında Türkçe veya İngilizce olarak da sunma planlarım var. Ayrıca bir radyo programında bu konuları seslendirmek istiyorum. Daha önce, 5 yıl süreyle radyo programları yapmıştım; şu sıralarda da, dinleyenlere radyodan da seslenmeyi özlüyorum.
Beni “Yeniden Genç Olsaydım, Neleri Farklı Yapardım?” adlı seminerimle ilgili olarak beni davet etmek istediğiniz takdirde, talebinizi aşağıda verilmiş olan her iki email adresine birden göndermenizi tavsiye ediyorum.
Daha sonra gerekli bilgiler size ulaştırılacaktır.
-----------------------

SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI

AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com

(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR


(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)




(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)
-------------------

5 Aralık 2010 Pazar

GELİŞMEK, PİŞMANLIKLARI VEYA HÜZÜNLERİ DE BERABERİNDE GETİRİR


Kendinizi geliştirmek istiyorsanız ve bu konuda aktif olarak çaba göstermeye başladıysanız, yeni pişmanlıkların da hayatınızın birer parçası olacaklarını daha baştan kabul etmenizi öneririm.

Gelişmek, hayatınızda yer alan bir şeyleri daha iyi yapma, daha iyi duyumsama veya daha iyi anlama yolunda ilerlemekse, bunları o denli iyi yapmamış veya yapamamış olduğunuz zamanlar da var demektir. Bu zamanları düşünüp üzülmek ve bazı konularda pişman olmak kuvvetle muhtemeldir.

Mesela ben arkadaşlarımı daha iyi anlamaya başladıysam, onları bu kadar iyi anlayamamış olduğum zamanlara dair muhasebeler ve devamında küçüklü büyüklü pişmanlıklar gelir. Çünkü onları iyi anlamamışsam, onlara karşı ihmallerim ve hatalarım olmuştur.

Mesela her gün eve gidip-geldiğiniz yolu değiştirdiğinizde, yeni ve güzel bir yer keşfederseniz, “neden bunu daha önce yapmadım?” sorusuyla kendinize sitem edebilirsiniz. Çünkü onca zamandır böylesi bir yerin varlığının farkında olmadan yaşamışsınızdır.

Pişmanlıklarınız büyük de olabilirler; bir konuda uzun bir zamandır aynı hatayı tekrar etmiş olduğunuzu farkedebilir ve bu sebeple üzülebilirsiniz. Bu hatanızın nesnesi bir insan, bir çok insan, bizzat kendiniz veya hem siz hem de başkası veya başkaları olabilir.

İnsana pişmanlık duygusu veren şey, daha iyi olmak değildir; insana pişmanlık duygusu veren şey, bazı konularda şimdiki kadar iyi olmadığı zamanlarda yapmış bulunduğu hatalardır. Fakat gelişme sürecini, yanında pişmanlıkları getirdiği için reddetmek, hataların tekrarını göze almak demektir.

Ve bu yapacağınız en büyük hata olur.

Çoğu insanın okumaktan, dinlemekten veya bir şekilde öğrenmekten kaçınmalarının sebebi budur; yani muhasebe ve pişmanlıklardan uzak bir şekilde mutlu ve mesut yaşayıp gitmek isterler. Hâlbuki böylesi bir tavır, çözüm değildir.

Gelişme sürecinin içinde, acı muhasebeler, derin hüzünler ve acıtan pişmanlıklar olabilir. Ama siz yine de bunlara aldırmayın ve öğrenmeye devam edin. Bu, size bazı pişmanlıkları armağan eden bir süreç de olsa, hayatı daha iyi duyumsamak, daha verimli yaşamak ve daha iyi bir insan olmak için çaba gösterin. Çünkü pişmanlıklar da insanı arındırır ve olgunlaştırır.

Bir insanın pişmanlıkları yoksa, iki ihtimal vardır: Ya hiç hata yapmamıştır veya aslında hatalarının farkında değildir. Hiç kimsenin hata yapmaması mümkün olmadığına göre, geriye ikinci şık kalıyor.

Bir hatanın farkında olup onu tekrarlamaktan kaçınmak mı daha iyidir yoksa size veya başkalarına zarar veren hataları yapmaya devam etmek mi?

Bence bu sorunun cevabı çok açık. Ne dersiniz?
-----------------------

SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI

AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com

(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR


(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)




(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)
-------------------

22 Kasım 2010 Pazartesi

“YENİDEN GENÇ OLSAYDIM, NELERİ FARKLI YAPARDIM?” ADLI SEMİNERİM



Uzun bir süre önce, “Yeniden Genç Olsaydım, Neleri farklı yapardım?” diye düşünmeye başladım. Aldığım notlar sonucunda ortaya 25 önemli madde çıktı. Bu 25 madde, her insanın hayatta bir vizyon, misyonunun ve başkalarına sunduğu değerlerin olması, yabancı dil öğrenmenin önemi, fırsat maliyeti teorisi, paranın kullanımı, ilişkilerin hangi niteliklere sahip olmaları gerektiği vs gibi konularla ilgili olarak belirdi.
Bu semineri vermiş olduğum bazı yerler
Bu semineri Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde, (yukardaki fotoğraf) bazı kurslarda ve derneklerde verdiğim zamanlarda, aldığım tepkiler benim yola devam etmem konusunda teşvik etti. bu türden bir seminere gerçekten ihtiyaç duyulduğunu anladım. Ayrıca benim de seminerci, yani sunumu yapan kişi olarak bu seminerden çok keyif aldığımı da söyleyebilirim.
Bu projeden neler bekliyorum
Ben bir projeyi hayata geçirirken, onun başarılı olacağı inancıyla ve bu başarının getireceği sonuçları da hesaba katarak işe başlamaya çalışırım. Çünkü bu sonuçlar her zaman pozitif olmazlar, pozitif olsalar da, sizin istediğiniz şeyler olmayabilirler. Çünkü her pozitif şey, sizin istediğiniz şeyler içinde yer almayabilir. Fakat bu seminer çalışmasının çoğu sonuçları bana pozitif görünüyor ve bu pozitif şeyler de benim gitmek istediğim yolla uyuşuyor.
Bu seminerin en özel yanı:
Herkes ve özellikle gençler yoğun bilgi akışı içinde boğulmaktadırlar. Kişilerin bu düzensiz görünen bilgi akışını kendi hayatları için verimli hâle getirmeleri gerekmektedir. Bu da iyi bir “çerçeveleme” ile mümkündür. Ben de, bu seminerim vasıtasıyla onlara bu konuda destek vermek istiyorum. İnsanlar, hayatta neleri daha çok önemsemeleri gerektiğini bilirlerse, işleri daha da kolaylaşacaktır. Dolayısıyla bu seminerler dizisi, çok ciddiye aldığım ve belki de beni en çok heyecanlandıran çalışmalarımdan birisi durumundadır.
Davetler bekliyorum
Normal seminer programı dışında, bu seminerin bilinirliğini artırmak içi, her ay 1 veya 2 kurum için ücretsiz seminer kontenjanı ayırdım. Bu arada da bu seminer konularını kitaplaştırma çalışmalarım sürecek; seminer içeriğini genişletilmiş olarak ve bir kitap formatında da sunma imkânım olacak umudundayım. Bununla birlikte “Hayatı Iskalama Lüksün Yok!” adlı kitabım da seminer sonrasında ve ikinci kitap öncesinde okunmasında büyük yarar olan bir kaynaktır. Ayrıca seminerlerim için bir sponsor arayışım da olacak. Zaman içinde seminerlerimi sadece İstanbul içinde değil, bütün Türkiye ve hatta yurt dışında Türkçe veya İngilizce olarak da sunma planlarım var. Ayrıca bir radyo programında bu konuları seslendirmek istiyorum. Daha önce, 5 yıl süreyle radyo programları yapmıştım; şu sıralarda da, dinleyenlere radyodan da seslenmeyi özlüyorum.
Beni “Yeniden Genç Olsaydım, Neleri Farklı Yapardım?” adlı seminerimle ilgili olarak beni davet etmek istediğiniz takdirde, talebinizi aşağıda verilmiş olan her iki email adresine birden göndermenizi tavsiye ediyorum.
Daha sonra gerekli bilgiler size ulaştırılacaktır.
-----------------------

SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI

AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com

(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR


(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)




(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)
-------------------

18 Kasım 2010 Perşembe

İnsan kendisi için iyi şeyler yaparsa övgüyü hak eder mi?


Potansiyelini negatif şeylerde kullanmak yerine, pozitif şeylerde kullanan herkes takdiri ve övgüyü hak eder. Bir çok insanın, eğitimcilerin ve özellikle anne-babaların göz ardı ettikleir önemli konulardan birisi de budur.
İnsanın kendisi için iyi şeyler yaptığında takdir görmesi durumu büyük dinlerde de vardır. Sözgelimi, müslümanlar oruç tutuyorlar; Oruç tutmanın kişinin kendisine ve topluma dönük bir sürü yararı olduğu anlatılıyor. Ama oruç tutmanın sevabı da var. Yani kendiniz için iyi bir şey yaptığınız bir konuda size ayrıca sevap veriliyor. Mesela kişinin onu tüketebilecek olan kötü bir zaafa karşı direnmesi hâlinde, farkında olmadan manevî mesafeler alabileceği gibi bir takım teşvik edici bildirimler vardır. Aslında kendisini zararlı bir şeyden korumakla birlikte, ayrıca ve sanki “bonus” olarak manevî dereceler de kazanmaktadır.

Biz yetişkinler, etrafımızdaki kişilerin negatif potansiyellerini görmüyor ve çok küçük şeyler için sevdiklerimizi üzüyoruz. Negatif potansiyel derken kast ettiğim şey, aslında sahip olduğumuz potansiyeldir. Yani ayrıca negatif bir potansiyelden söz etmiyorum. Var olan, ama hem pozitif hem de negatif anlamda kullanılabilecek olan potansiyelimizden söz ediyorum. Sözgelimi insan ilişkileri çok iyi olan birisi, insanları etkileme becerisini çevresindeki kişileri iyi şeyler yapmaya teşvik etmek için kullanabildiği gibi, yine aynı becerisini onları manuple edip yanlış şeyler yaptırmak için de kullanabilir.

Nedense bir insanın sahip olduğu potansiyelini negatif anlamda da kullanabileceğini unutuyor ve bu durumu ancak ortaya çıktığında anlayabiliyoruz. Belki de bu yüzden bir süre “yaramazlık” yapıp sonradan düzelmiş kişileri daha çok seviyoruz. Bir gün bir öğrencime dedim ki: “Sen efendi bir çocuksun, ama baban küçük kusurlarını sorun yapıyor. Kaldı ki gençsin ve bunlar olur. Sözgelimi sen bir hafta serserilik yapsan, senin düzelmen için herşeyi yapar. Kumar borcun olsa öder, karakola düşsen gelir çıkarır vs. vs. Ama senin sahip olduğun, kullanmadığın ve kullanmaya da niyetin olmayan negatif potansiyeli görmüyor. Dilerim bu konuda çok geç kalmaz.”

Bir insan potansiyelini hem iyi hem de de kötü şeyler için kullanabilir. Dolayısıyla bir insan kendisi için iyi bir şey yaptığında onu över ve takdir ederim. Hele onun aslında ve negatif anlamda neler yapabileceğini iyi biliyorsam, takdirlerim ve övgülerim daha fazla olur. Elbette ve öncelikle, kendisi için iyi bir şey yaptığını ve en başta kendisinin kazançlı olacağını söylerim. Ama onun kazancı da bizim kazancımızdır. Bir insanın kendisi için iyi bir şeyler yapması, sözgelimi yabancı dil öğrenmesi, sporla ilgilenmesi, bazı becerilerini geliştirmesi vs hepimiz için ve toplam kalite adına iyidir. Bir de o kişi veya kişilerle akrabalık, duygusal vs bağımız varsa, onun kendisi için iyi şeyler yapması bizi de mutlu eder.

Dolayısıyla başkalarını suistimal etmeden ve “kullanmaya” kalkmadan kendi güzel hedefleri için çalışan herkesi takdir ediyorum, tebrik ediyorum.
-----------------------

SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI

AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com

(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR


(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)




(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)
-------------------

Kitabın eskimişi makbuldür


Ödünç verdiğim kitapların, filmleirn veya diğer kaynakların kullanılmalarını isterim. Bir kenara atılmaları yerine, kullanılmış olmaları bana daha mantıklı gelir, çünkü zaten kullanılmaları için ödünç veriyorumdur. Yoksa haftalar sonra, okunmamış veya seyredilmemiş olduğunu öğrendiğim bir kitap veya film, bana hüzün veriyor. Düşünün yani siz ödünç veridğiniz kişinin o kaynaktan yararlanıldığını sanırken, aslında o kitabın veya filmin bir dolabın veya bir masanın kenarında, sessiz ve öksüz bir hâl içinde günlerce veya haftalarca beklemiş olduğunu öğreniyorsunuz.

Vaktiyle saygı duyduğum bir büyüğü dinliyordum ve elindeki kitaba bakıp şunları söylemişti: “Bakın ne güzel! Eskimiş ve yıpranmış bir kitap… Demek ki sürekli olarak okunmuş ve elden ele dolaşmış.”
-----------------------

SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI

AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com

(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR


(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)




(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)
-------------------

Her başarı size uyar mı?


Bir iş adamı elektronik ticaret yapmak istiyordu. Onunla yaptığım konuşma sonucunda, bu konudan pek anlamadığını farkettim. Bir websitesi açınca “darpane” gibi para basacağını sanıyordu! O dönemde Amazon.com sitesini örnek almıştı. Fakat ona o sıralarda, bu siteye ait hisse senetlerinin yüksek bir değere sahip olmasıyla birlikte sitenin daha yeni yeni kâra geçmeye başladığını anlattım. İster inanın ister inanmayın söylediğim şeye şaşırdı ve “Ama bu websitesi efsane oldu” diye bir cevap verdi. Ben de dedim ki: “Efsane mi olmak istiyorsunuz yoksa para kazanmak mı?” Onun yerine hem mağaza hem de websitesi açmasını önerdim. İkisi birbirini destekleyecekti. Bunları nereden biliyordum? Birincisi bu konuda çok okudum, ikincisi elektronik ticarette çok başarılı olan işadamları ve işkadınlarının seminerlerini dinlerim.

Başarı hikâyelerini okurum; başarısızlık hikâyelerini ise nadiren okurum. Çünkü başarısızlık hikâyelerinde sadece hayal kırıklığı varken, başarı hikâyelerinde hem hayal kırıklıkları hem de panzehirleri vardır. Yani başarı hikâyeleri de sadece neşe içermezler, aynı zamanda acıdan ve sıkıntıdan söz ederler. Dolayısıyla sadece sonuca bakmayacaksınız, süreci de önemsemelisiniz.

Başarı hikâyeleri okurken ayrıntılara dikkat ederim. Çünkü her başarı benim istediğim türden değildir veya başarının türü benim istediğim bir şey olsa da, onu elde etmek için ödenmesi gereken bedel, benim ödeyebileceğim türden bir bedel olmayabilir. Dolayısıyla ayrıntılar çok önemlidir. Bir de süreç sizi dönüştürür veya aynı yerde bırakır. Sözgelimi İstanbul’da çöplerden kâğıt toplayan birisi var ve bu kişi, 3 adet taksi plakasına sahip. İşin ilginç yanı bu kişi hâlâ kâğıt topluyor. Bu işi ayıplıyor değilim. Bu işi yapan insanlarla sohbetlerim olmuştur. Ennihayetinde elinin emeğiyle ekmeğini kazanıyor. Ama 3 taksi plakanız olduğu hâlde, farklı bir yaşam düzeyine geçmenizi sağlamayan bir düşünce tarzı çok anlamlı mıdır?

Yine bir arkadaşım, bir ilkokul mezununun başarılarını anlatıyordu ve “Bizler üniversite mezunuyuz, düşünün neler yapabiliriz?” dedi. Kurduğu denklem baştan yanlıştı. Birincisi girişimci olmanın ölçütü diploma değildir. Hatta diploma sizi belli bir alana yönlendirir ve başka şeyler düşünmenizi ve hatta görmenizi engelleyecek bir şekilde formatlar. O formatı değiştirmek kolay değildir. Değişmez mi değişir? Ama siz zihninizdeki formatı değiştirmeden girişimci olamazsınız. O elbise girşimcilik ruhuna dar geliyorsa, ne yapsanız boş! Ayrıca, yukarda sözü geçen o ilkokul mezunu büyük olasılıkla birkaç kez sıfırı tüketmiş, yine birkaç kez iflas etmiş ve en sonunda başarıyı yakalamış birisiydi. Bir yandan da, onunla aynı dönemde kaç kişinin aynı yola çıkıp yarı yolda kalmış olduklarını da hesaba katmak lazım. Bir kere büyük şeyler kaybetmeden veya o riske girmeden büyük başarılar gelmez. Hâlbuki bir beyaz yakalının bunu ve hele de belli bir yaştan sonra yapması büyük risktir ve riskten kumara doğru gidebilir.

Bu sebeple ben gençlere veya öğrencilerime başarı öyküleri anlatırken, onların takip edebilecekleri stratejilere sahip olanları anlatırım. Çünkü sizin bedelini ödeyemeceğiniz bir başarının size stratejik olarak yararı yoktur. Sonu hüsran da olabilir. Kaybetmek başkadır, acı bir hüsrana düşmek başkadır.
-----------------------

SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI

AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com

(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR


(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)




(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)
-------------------

Rakibini veya rakiplerini tanımamak



Birbirlerinden farklı görüşlere sahip kişilerle görüşüyorum. Bu insanların rakiplerini veya karşıt olduklarını düşündükleri görüşleri tanımadıklarının farkına varıyorum. Hayatta bana en garip gelen şeylerden birisi de rakiplerini veya karşıtı olduğu düşünceleri veya ekolleri tanımayan insanlardır. Her görüşü tanıyıp inceliklerini öğrenebilir miyiz? Bu çok zor, ama sabah akşam aleyhinde konuştuğunuz bir düşünceyi veya oluşumu hiç tanımamak bana çok komik geliyor. Şimdi aklınıza gelir ve: “Yahu zaten katılmadığım bir görüşü neden tanıyayım?” diyebilirsiniz. Ama inanın bana bu tür insanlar çok komik oluyorlar. Sebeplerini açıklamaya çalışayım:

Birincisi sizin karşı olduğunuz bir hareketin de iyi yanları, işe yarar görüşleri ve onları başarıyla götüren stratejileri olabilir. Onları bütün bütün reddettiğinizde, sizin bilinçli bir karşıtlıkla değil, karşıtlığı mantıklı sebeplerden yoksun, güvensiz ve “dolma” ile hareket eden bir fanatik olduğunuz ortaya çıkıyor. Çünkü kendisine ve görüşlerine güveni olan birisi, hem rakiplerinin veya başka görüşlerin iyi yanları da olabileceğini kabul edebilecek, hem de bu düşüncesini dile getirebilecek cesarete sahiptir.

İkincisi: Bir insan karşıt olduğu görüşü tanımıyorsa ve hâlâ aleyhinde konuşuyorsa, aslında kendi geleceğiyle oynuyor demektir. Çünkü bana göre, insan hakikatın peşinde olmalıdır. Yeterince ve özellikle hayatî noktalaryla bilmediğiniz bir görüşe muhalif olduğunuz sürece onu incelemezsiniz. Ve karşıtı olduğunuz bu düşünce, ekol veya hareket haklı ve değerli bir oluşumsa, hayatınız boyunca başkalarına ve de kendinize karşı haksızlık yapıyor olabilirsiniz.

Birlikte yürüdüğünüz kişilerle neden birlikte yürüdüğünüzü iyi bilin. Ama “Neden orada değilim de, buradayım?” sorusunu da çok düşünün.
-----------------------

SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI

AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com

(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR


(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)




(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)
-------------------