Bir zamanlar, bir yazıda, idam mangasında kullanılan tüfeklerden birisinin kurusıkı doldurulduğunu okumuştum. Askerler bu durumdan haberdar olurlar, ama kurusıkı tüfeğin kimde olduğunu bilmezlermiş. Kanunun emrini uygulayan askerler, ne de olsa bir insanı öldürmekteler ve mangadaki tüfeklerden birisinde kurusıkı olması, her asker için bir teselli olabilmekte; “belki de bu şahsın ölümünde benim payım yok!” düşüncesiyle rahatlayabilmekteler. Bu, insana nefes aldıran türde bir belirsizlik. Fakat şimdi anlatacağım ve benim yaşamış olduğum durum bambaşka:
Bir süre sonra valiz ve çantaların sahibi beni ziyaret etti.
Heyecanlı ve de telaşlıydı. Önemli bir dokümanın çantalarının birisinde veya
valizinde olabileceğini düşünüyordu. Yurtdışında bir süre çalışmış olduğunu
gösteren o belgeyi bulursa, emeklilik için gerekli olan çalışma süresini
tamamlamış bulunduğunu kanıtlayabilecekti. Böylece o ay içinde emeliliği hak
kazanmış olacak ve ona emekli maaşı bağlanacaktı.
Bu noktada aklınıza gelen şey, o çantaların ve valizin hâlâ
ofisimde olup-olmadıklarıdır eminim. Onları atmış olmam hâlinde dokümanın
onların içinde olup-olmadığını anlama şansımız bulunmayacaktı. Meselâ, doküman orda olmasa bile, ben bunu bilemeyecek, sürekli ve ağır bir suçluluk duygusu hissedecektim.
Hayali bile kabus gibi!
Neyse ki söz konusu çantaları ve valizi atmaya karar verip,
durumu o eşyaların sahibini hiç de sevmeyen temizlik görevlisine danıştığımda, normalde
“at gitsin hoca” demesini bekleyeceğim bu kişi, “hoca, sahibine sormadan olmaz”
demiş ve ben de onları atmaktan vazgeçmiştim!
Peki yalnız dostumuzun emekliliğini sağlayabilecek olan
doküman o çanta veya valizden çıktı mı? Ne yazık ki hayır. Fakat onun
eşyalarını atmış olsaydık, bunu hiç bir zaman bilemeyecektik. Bir insanın,
emekliliğine mani olup-olmadığımı anlama şansım olmadan hayatımın geri kalanını
vicdan azabıyla geçirecektim.
Kişisel belirsizlikler bizi boğduğu gibi sosyal belirsizlikler
de bizi zaman zaman ziyaret ederler. Bir yazarın dediği gibi “zor zamanlara
herkes, ama belirsiz zamanlara cesurlar katlanabilirler!” Bu dönemlerde
kalabalıklar aynı tatsız şarkıyı söyleyebilirler, ortada olan şeyleri göremeyebilirler.
Kalitesizliğin ve ilkesizliğin nasıl olur da bu denli revaçta olduğunu düşünüp,
yorulabilirsiniz. Asıl yorucu olan da, böylesi bir sürecin ne zaman biteceği
konusundaki belirsizliktir. Kalabalıkların her zaman hakikatle barışık
olmadığını ve kalitesizliğin uzun soluklu olamayacağını bilirseniz, sabırla
beklersiniz. Şaşkınlığınızı tereddütle karıştırmamak, endişe etmemek gerekir.
Aksine bu şaşkınlığınızı diri tutmalısınız.
Çanta-valiz olayına yeniden dönersek,.. Şu anda bu satırları yazarken,
yaşamış olduğum bu olayı daha derinden hissediyorum. Verilmiş sadakam varmış da
o çantaları ve valizi atmamışım!
savassenel@gmail.com, savassenel@yahoo.com
Yüz yüze ve Online (Skype , Google Drive) verdiği dersler Eğitimler
Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı Hizmetleri
Yüz yüze ve Online (Skype , Google Drive) verdiği dersler Eğitimler
Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı Hizmetleri
SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI
AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI
Kitabın Tanıtım Videosu
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com
(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)
AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI
Kitabın Tanıtım Videosu
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com
(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)
ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR