14 Haziran 2010 Pazartesi

Doğru Bilgi, Su Gibi Azizdir


Kendilerine su ikram ettiğimiz zaman büyüklerimiz: “su gibi aziz ol” derlerdi. Ben de bu ifadeyi zaman zaman kullanırım ve artık daha sık kullanmaya karar verdim. Çünkü bu cümle, suyun nezahetine ve bir nimet olarak sahip olduğu yüksek değere işaret ederek, bir insana da aynı nitelikte ve yüksek bir kaliteyi layık gören çok latif, nezih ve kibar bir ifadedir.
Henüz, sıkıntıları olan ve kendisini arayan bir ortaokul öğrencisiyken girdiğim, hep içinde olduğum; içinde kalmak istediğim merak ve sorgulama dolu süreç boyunca, çevremdeki kişilere hep bir takım mesajları; onların alt yapısını oluşturan ve bence iyi olan şeyleri tavsiye etmek durumunda olageldim. Bu sebeple, her zaman doğru bilginin peşinden koşmuşumdur. Çünkü verecek bir mesajı olan herkesin karşısına çıkan bir sorun vardır ve o da dezenfermasyondur, yani her yerden yağan bilgi sağanağı. Buna bağlı olarak da, çok şeyle kafaları dolmuş, ama ihtisastan ve odaklanmaktan yoksun kalan kişilerin aslında anlamsız ve bir yandan da bir şekilde haklı olarak dile getirdikleri, cevaplandırılmayı hak eden kuşkuları, soruları ve itirazları sizin kaderinizdir; en başta, onların boğulmakta oldukları bu karmaşada kendiniz de boğulmamak ve sonra öğrenmeye açıklarsa, onları da oradan çekip-almak için, ilgili konuda doğru bilgilere sahip olmanız gerekir.
Her bir mesajım olmasından ve inandığı bir mesajı olan herkesin yaşadığı şeyi, yani sorgulanma durumunu yaşıyor olmamdan dolayı, hep okumak, dinlemek ve daha bana sorulmamış olan soruların cevaplarını bile doğru ve sağlıklı bir şekilde öğrenmek zorunda oldum; bu durumun bende büyük bir değişim ve dönüşüme götürdüğünü şimdi daha iyi anlıyorum.

Sözgelimi bir çok insan “Amerika kahrolsun” derken, aslında Türkiye ve Anadolu olarak Amerika’yı dönüştürebilecek güce sahip olduğumuzu anlamak için doğru kaynaklar okumam gerekti. Amerika’nın aslında hem güçlü hem de zayıf olduğunu ve bu medeniyetle sağlam bir alış-veriş yapabileceğimizi gördüm.

“Yabancı bir ülkeye gitmeden yabancı dil öğrenmek mümkün değil” ifadesine karşın, anadil olarak İngilizce’nin konuşulduğu hiçbir ülkeye gitmemiş olsam da, İngilizce öğrenebileceğimizi, bana öğreten doğru kişiler ve kaynaklar oldu. Dolayısıyla hiçbir zaman anadil olarak İngilizce konuşulan bir ülkede bulunmamış olsam da İngilizce öğrendim.

Tanrıya küsen insanların, aslında Tanrıya en çok ihtiyacı olan kişiler olduklarını ve bu kişilerin kırgınlıklarının inkâr olmadığını, sadece aşamadıkları hüzünler dolayısıyla dargın göründüklerini anlamam, doğru kitapları okumamla mümkün oldu. Onları daha iyi dinler, anlar ve onlarla daha iyi anlaşır oldum.

Dayatmanın, dikte etmenin moda olduğu bir devlet ve eğitim yapılanması içinde, “telkinle gelenin telkinle gideceğini” doğru kişiler ve kitaplardan öğrendim, çocuklarımın veya öğrencilerimin nadir durumlar dışında benden gelen hiçbir şeyi üzerinde düşünüp-sebeplerini anlamaksızın uygulamalarını tavsiye etme zoldum.
Yarın Uludağ’a kayak yapmaya gitmeye karar verseniz, en az 10 kişinin siz kayak yaparken bacağınızın kırılma ihtimali olduğunu söyleyeceğini, ama “her mümkünün vaki olmayacağını” yani olası diye gerçekleşmek zorudna olmadığını doğru kaynaklardan öğrendim.

Farkı düşünce, inanç ve düşünceden olmanın çatışma gerektirmediğini, bu durumun aslında ortak bir zemin oluştuup birlikte yaşama becerisini geliştirmemizi gerektiren iyi bir sebep olduğunu, bir insanın hayat tarzının sizde hüzün meydana getirse bile, onun kişilik haklarına saygı gösterip-kendisinin farkına varacağı zamanı beklemem gerektiğini aziz bildiğim kişilerden öğrendim.
Size, yukarda verdiğim örnekler gibi, pek çok örnek verebilirim. Sonuç olarak, doğru kişi ve kaynaklardan aldığım bilgiler, bana bugün sahip olduğum geniş bakış açısını verdiler.

Eğer doğru bilgiye ulaşmak yerine, “defaul” yani fabrika ayarlarımda kalsaydım, şu anda hesap edemeyeceğim yerlerde savrulup gidecektim ve ben öyle böyle değil, fena savrulacak, sevdiklerimi ve beni sevenleri fena hâlde üzecektim!

Dolayısıyla bende veya yazılarımda gördüğünüz bir parça güzellik varsa, hepsi manipüle etmekten uzak ve doğru bilgi verme kaygısı içinde olan kaynaklardan aldığım sağlıklı bakış açısındandır.

Sanmayın ki sadece önüme gelen herşeyi düşünmeden okuduğum, dinlediğim veya seyrettiğim ve 43 yaşında olduğum içindir!

O sebeple, büyüklerimizin: “Su gibi aziz ol” deyişinden esinlenerek: “Doğru bilgi su gibi azizdir” diyorum… Ve o sebeple ilgilendiğim bir konuda, sadece komşunun kocasını, berberin eniştesini veya bakkalın çırağını vs. dinlemek yerine, doğru bilgi alma kaygısıyla kitaplar ve farklı kaynakları inceliyor-okuyorum.

Sanırım doğru şeyi yapıyorum…
-----------------------

SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI

AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com

(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR


(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)




(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)
-------------------

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder